Türkçenin muhafızı: Ali Şir Nevai

Büyük şair, bilgin ve devlet adamı olan Ali Şir Nevai, 9 Şubat 1441’de doğdu. Eserleriyle Türkçenin itibarını koruyan, geliştiren Ali Şir Nevai, hayatını bu esas üzerine kurmuş ve yaşamıştır. En önemli eserlerinden biri olan Muhakemet’ül Lugateyn, Divan-ı Lügat-it Türk’ten sonra Türkçenin en iyi eseri olarak kabul edilir.

Türkçenin muhafızı: Ali Şir Nevai

Hayatını Türkçenin itibarının korunmasına adayan ve hep bu uğurda yaşayan Ali Şir Nevai 1441 yılında bugün doğmuştur. Yaptırdığı eserlerle büyük hizmetlerde bulunan Ali Şir Nevai, şiirleriyle uzun yıllar büyük şairleri etkisi altına almıştır. Yaşadığı devrin üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen tezkirelerde adı hep anılan Ali Şir Nevai’ye birçok büyük şair de nazire yazmıştır.

Kısaca hayatı

Ali Şir Nevai, 9 Şubat 1441 tarihinde Afganistan, Herat’ta doğmuştur. Babası Timur’un meliklerinden Sultan Ebû Said’in veziri Kiçkine Bahşi idi. Ali Şîr Nevâî’nin ilk eğitimini babası verdi. Daha sonraki eğitimine Horasan ve Semerkant’ta devam etti. Sultan Hüseyin Baykara ile bu tarihlerde tanışıklıklarının başladığı söylenir.

Hüseyin Baykara’nın Herat’ta tahta geçmesi ile birlikte Ali Şir Nevai, önce mühürdarlığa, sonra da vezirliğe tayin edildi. Çağdaşlarının Farsça’nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştiren Nevai, eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini de Muhakemet’ül Lugateyn’de dile getirir.

1488 yılında Esterabad valisiyken “Târîh-i Mülûk-i ‘Acem” (İran Memleketleri Tarihi) kitabını yazan Ali Şir Nevai, 1490 yılında Esterabad valiliğinden istifa etti. Daha sonra tamamen çalışmalarına yoğunlaşan Nevai, 3 Ocak 1501 tarihinde Herat’da 60 yaşında vefat etti ve Herat’ta kendi yaptırdığı türbeye gömüldü.

Ali Şir Nevai’nin türbesi


Eserleri

Ali Şir Nevai, devlet kademesinde bulunduğu dönemlerde farklı alanlarda birçok eser meydana getirmiştir. Hüküm sürdüğü Horasan bölgesnde 370 kadar camii, mederese, kütüphane, hastane, kervansaray, ve vakıf için finansman sağlamış, onları restore ettirmiş veya yeniden yaptırmıştır. Sırf Herat şehrinde 40 kervansaray, 17 camii, 10 büyük konak, 9 hamam, 9 köprü ve 20 havuz yaptırdığı belgelenmiştir. İmar faaliyetleri olarak ta çok kıymatli eserler veren Ali Şir Nevai, en çok yazılı eserleriyle isminden söz ettirmiş ve örnek alınmıştır. Hamse sahibi ilk Türk şair olan Nevai’nin farklı konularda 30’a yakın eseri bulunmaktadır.

Ali Şir Nevai’nin eserleri

Piri Reis’i idam eden adam

Piri Reis’in neden idam edildiği konusu tarihçilerin ihtilafa düştükleri konulardan biridir. Piri Reis’ten, Süveyş’ten donanma ile Basra’ya gidip, buradaki 15.000 askeri ve diğer gemileri de yanına alarak, Hürmüz adasını ele geçirmesi istenmiştir. Piri Reis’in bu operasyon sırasındaki davranışları da onu idama götüren sebeptir. Dukakinzade’nin kabri başında idam meselesiBazı tarihçiler Piri Reis’in Portekizlilerden rüşvet aldığını, bazıları hain olduğunu, bazıları ise masum olduğunu iddia ediyor. Piri Reis’in neden idam edildiğini Tarihçi-Yazar Talha Uğurluel bugün Eyüp Sultan Camii Mezarlığı’nda Piri Reis’i idam ettiren Dukakinzade Mehmet Paşa’nın medfun olduğu kabrin başında Periscope canlı yayınında anlattı.

‘Solakzade Tarihi’ yeniden yayımlandı

İBB Kültür AŞ tarafından yayımlanan Solakzade Tarihi adlı eser, Osmanlı Devletinin kuruluş devrinden 1657 yılına kadarki tarihini, kapsamlı bir şekilde ve akıcı bir üslupla okuyucuya sunuyor. 1989 yılında Vahid Çabuk tarafından sadeleştirilerek 2 cilt halinde basılan eser, H. Halit Atlı tarafından gözden geçirilerek ve okuma hatalarından, eksik ve yanlış aktarmalardan, Arapça ve Farsça ibarelerdeki transkripsiyon hatalarından arındırılarak, 926 sayfalık tek cilt halinde yeniden yayına hazırlandı.Kitap, İstanbul’un fethinden Ayasofya’da kılınan ilk cuma namazına, Topkapı Sarayı’nın inşasından payitahtta ortaya çıkan veba salgınlarına, meydana gelen büyük depremlere ve sel facialarına kadar İstanbul’un tarihine dair ayrıntılı bilgiler içeriyor.Solakzade Tarihi’nin özellikleri17. yüzyıl tarihçilerinden olan Solakzade Mehmed Hemdemi Çelebi’nin kaleme aldığı ve başlangıcından kendi dönemine kadarki Osmanlı tarihini inceleyen Solakzade Tarihi, ilk örnekleri 15. yüzyılda görülmeye başlanan Osmanlı kronikleri arasında önemli bir yere sahip kabul ediliyor.Solakzade bu eserinde, geçmiş yüzyıllarda Ruhi, Neşri, Yezdi, Ali, Kemal Paşazade, İdris-i Bitlisi, Peçevi, Hoca Sadeddin Efendi ve Hasan Beyzade gibi tarihçiler tarafından yazılmış kroniklerin derli toplu bir özetini sunarken, Sultan IV. Murad, Sultan İbrahim devirlerinde ve Sultan IV. Mehmed’in saltanatının ilk yıllarında sarayda vazifeli bulunmasının kendisine bahşettiği şahsi tanıklık ve gözlem imkanıyla 17. asırda payitahtta ve bilhassa Osmanlı sarayı içinde vuku bulmuş önemli tarihi hadiseleri sade ve ayrıntılı bir üslupla anlatıyor.Kütüphanelerde birçok yazma nüshası mevcut Solakzade Tarihi’nin Osmanlı dönemindeki ilk matbu nüshası 1854 yılında okurla buluşmuş, son baskısı ise 1880’de yapılmıştı. Eserin Cumhuriyet dönemindeki yeni harflerle ilk baskısı ise Vahid Çabuk tarafından 2 cilt halinde sadeleştirilip hazırlanarak, 1989 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yayımlandı.Avrupa’nın temelini atan İslam eserleri Türkçe’de Alimler ve kitaplar okuru bekliyor Ünlü yazarın ismi parka veriliyor

Avrupa’nın temelini atan İslam eserleri Türkçe’de

İnsan davranışlarının değeri ve veriminin klasik eserlerle haşır neşir olmaya bağlı olduğunu düşünen ve bu inanç çerçevesinde yayıncılık yapan Litera Yayıncılık, 8 asır sonra İbn Rüşd’ün ‘Metafizik Büyük Şerhi’ni yayımladı.Orta Çağ Avrupa’sını özgür düşünce ve bilim açısından çok büyük bir etki altında bırakan Klasik İslam Eserleri’nden olan ‘Metafizik Büyük Şerhi’ 3 cilt halinde yayımlanacak. İlk cildi tamamlanan eserin 2. cildi ay sonunda ve son cildi de Haziran ayında tamamlanmış olacak. Bilimsel düşüncenin kurucusu olarak kabul edilen Aristoteles, kuruluş dönemlerinde İslam Medeniyetinde büyük bir alakayla takip edilmiş ve anlaşılmaya çalışılmıştır. Özellikle İbn Sina, Farabi ve İbn Rüşd tarafından üzerinde önemle durulmuştur. İbn Rüşd de Aristoteles’in Metafizik düşüncesini daha anlaşılır kılmak için sistematik bir şerhe girişmiş ve ‘Metafizik Büyük Şerhi’ni oluşturmuştur. Rönesans’ın temelini atan bu büyük eserler daha sonra Avrupa tarafından Latince ve yerle dillere de çevrilmiş ve İbn Rüşd’den çokça istifade edilmiştir. Alimler ve kitaplar okuru bekliyor İslam sanatlarının yeni merkezi


KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ