Kızıyla aynı üniversitede okuyor
Kastamonu’da yaşayan Erol Çetinkaya, üniversite sınavında Kastamonu Üniversitesi Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümü’nü kazanarak, Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümünde okuyan kızı Reyhan Çetinkaya ile aynı sıraları paylaşıyor. Erol Çetinkaya, yaptığı açıklamada, kızıyla aynı üniversite okumanın mutluluk verici olduğunu dile getiriyor.

Kastamonu Orman İşletme Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapan 5 çocuk babası ve lise mezunu Erol Çetinkaya, bu yıl girdiği üniversite sınavında Kastamonu Üniversitesi Devrekani Meslek Yüksekokulu’nun 2 yıllık Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümü ikinci öğretimini kazandı.
Bölüme kaydını yaptıran Çetinkaya, böylece aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü 4. sınıfında öğrenim gören kızı Reyhan Çetinkaya ile aynı dönemde üniversite öğrenimi görmenin heyecanını yaşıyor. Okulu Devrekani ilçesinde bulunan Çetinkaya, gündüzleri işine, akşamları da derse gidiyor. Çetinkaya, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Adalet Bölümüne de kayıt yaptırarak iki üniversiteyi birlikte okuyor.
‘Yaşla değil sevmekle alakalı’
Çetinkaya, yaptığı açıklamada, kızıyla aynı üniversite okumanın mutluluk verici olduğunu dile getirdi. Kızının okuma tutkusundan etkilendiğini belirten Çekinkaya, “(Ben de okula gitmeliyim) dedim. Sınavlara girerek Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümünü kazandım. Okumanın yaşla değil, sevmekle alakalı olduğunu düşünüyorum. Başarı okula devam etmekten, sevmekten geçiyor.” ifadesini kullandı.
Gündüzleri çalışıp akşamları okula gittiğini anlatan Çetinkaya, hocaların ve diğer öğrencilerin kendisinden yaşça küçük olduğunu ancak bu durumdan rahatsızlık duymadığını söyledi. Sınıf arkadaşlarını çok sevdiğine işaret eden Çetinkaya, “Sınıf arkadaşlarımla tanışırken gerçek yaşamın 50 ama ruh yaşımın 22-23 olduğunu söyledim. Abarttığımı düşündüler. Sonradan yanıma gelip ‘Bizden yaşça büyüksün ama ruhen gençsin’ dediler.” ifadesini kullandı. Çetinkaya, emekli olduktan sonra hukuk fakültesinde de öğrenim görmek istediğini belirtti.
Oğluyla aynı üniversitede aynı sınıfta
Köyünde dededen kalma 2 katlı evde oğlu Ali Tugay Gür(24) ile yaşayan Dursun Gür, 1986 yılında Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun oldu. Mezun olmasının ardından dede yadigarı tersanecilik işine başlayan ve uzun yıllar bu işe devam eden Gür, 1994-1998 yıllarında Erzurum Karayazı Yatılı Bölge İlköğretim Okulu ve Bartın Karaman Köyü İlköğretim Okulunda sınıf öğretmenliği yaptı. Öğretmenliği bırakarak tersanecilik işine yönelen Gür, şimdide Bartın Üniversitesi Gemi İnşaatı Programında oğluyla aynı sınıfta eğitimini tamamlamaya çalışıyor. Gür, oğluna evde babalık, işte ustalık, okulda da sınıf arkadaşlığı yapıyor.30 yıldır tersaneciTekkeönü köyünde aynı zamanda dede mesleği tersanecilik işini sürdüren baba Gür, yaptığı açıklamada, oğluyla öğrenim görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.Oğluyla aynı zamanda tersanede de birlikte çalıştıklarını belirten Gür, “Oğlumla Gemi İnşaatı Programı bölümünde aynı sınıfta okuyorum. Bu bölümde okumak hayalimdi hep içimde bir uhde olarak kalmıştı. Allah bana bu bölümü oğlumla birlikte okumayı nasip etti. Tersanecilik işine 1986 yılında başladım. İşe başladığım ilk yıllarda sadece balıkçı teknesi yapıyordum. 1980’li yılların sonlarına doğru turizm gelişince, gezi tekneleri ve proje tekneleri siparişi almaya başladık. İşte o zaman tekne çizimleri konusunda eksik olduğumu anladım. Teknik lise mezunuyum ama gemiyle ilgili bazı hesaplamalarda zorluk çekiyordum.” ifadelerini kullandı.70 yaşında üniversite mezunu oldu ‘Oğlum bana derslerde yardım ediyor’Gür, Erzurum ve Bartın’da sınıf öğretmenliği yaptığını ancak okumanın içinde yıllardır bir eksiklik hissettirdiğini aktararak, okuma hayalinin zaman zaman rüyalarına dahi girdiğini söyledi.Üniversite sınavlarına oğluyla çalıştığını anlatan Gür, “Aynı evde duruyoruz, 24 saatimiz beraber geçiyor. Yemekleri beraber hazırlıyoruz işte de birlikteyiz. Aynı okulda aynı sınıfta birlikteyiz. Benim eksik olduğum bazı dersler var, bana onlarda yardım ediyor. Meslek konusunda da ben ona yardım ediyorum. Birbirimize yardımcı oluyoruz. Oğlumla birlikte okumak benim için çok gurur verici.” dedi.Teoride oğlu pratikte babasıAli Tugay Gür de babasıyla üniversite sınavına hazırlandıklarını ifade ederek, Kurucaşile ilçesinde Gemi İnşaatı Programını okumaya karar verdiklerini dile getirdi. “Babam zaten 30 yıldır bu işin içinde. İkimiz beraber düşündük ve okumaya karar verdik.” diyen Gür, şunları kaydetti:”Babam bu bölümü okumayı çok istiyordu. Birlikte üniversite sınavına girdik ve burayı kazandık. Babamla okumak değişik bir duygu, akşam evde yemekte beraberiz, gündüz iş ve okulda birlikteyiz, yani 24 saati babamla birlikte geçiriyoruz. Sınıf arkadaşlarımız, ilk başta değişik baktılar sonra onlar da alıştı. Teorik derslerde ben babama yardımcı oluyorum. Babam da bana iş yerinde ve okulda uygulamalı derslerde yardımcı oluyor.”Emeklilik hayalleri üniversiteli yaptı
70 yaşında üniversite mezunu oldu
Adana’da yaşayan Mahmut Yılmaz, imam-hatip ortaokulu ve lise eğitiminden sonra 1970’de imamlık yapmaya başladı. 1980’de Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesini kazanan ancak memurluğu nedeniyle eğitimine devam edemeyen Yılmaz, imamlıktan sonra müftülükte memur olarak başladığı işinden 2011’de emekli oldu.Yılmaz, aynı yıl çıkan afla Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) İlahiyat Fakültesine kayıt yaptırarak 65 yaşında tekrar okul hayatına başladı ve bu yıl diploma almaya hak kazandı.Yılmaz, gençlere örnek olmak, üniversite bitirememenin burukluğunu gidermek için okumaya başladığını söyledi.Eğitimi süresince İngilizcede zorlandığını anlatan Yılmaz, öğrenci ve okul idaresinin kendisini çok sevdiğini aktardı.Eski tapu okuyucusu zannettilerÜniversiteye kayıt yaptırmaya gittiğinde kendisini eski tapuların okuyucusu zannettiklerini belirten Yılmaz, öğretmeniyle yaşadığı bir anısını şöyle anlattı:”Rehberlik dersinde 65 yaş ve üzerindeki insanların çöküş içinde olduğunu öğrendim. Ben de hocaya ‘bana bu dersi neden veriyorsunuz?’ diye sordum. Hoca da ‘bu seni kapsamaz, sen henüz 20-25 yaşındasın’ dedi. Öğrencilere sempatik davrandığım için beni sevdiler. Her şeye sevgiyle baktım, nefret nazarıyla bakmadım.” Gençlere okumanın yaşı olmadığını tavsiye eden Yılmaz, “Öğretmenlik yapmak istiyorum. Suriyeli mülteci kardeşlerimizin bulunduğu kamplarda olur, Allah yolunda olur, hizmet etmek istiyorum.” diye konuştu.
‘ Aynı üniversitede olmak çok güzel’
Reyhan Çetinkaya da babasının enerjik ve uyumlu bir yapıya sahip olduğunu, üniversite eğitimi almasını çok istediğini dile getirerek, “Babamla aynı üniversiteye gitmekten mutluyum, gururluyum. Babamın üniversite eğitim almasını istiyordum. Benim okumayı sevmemde büyük katkıları oldu. Ben okurken babamın okumaması şanssızlık olurdu diye düşünüyorum. Benim içimde böyle bir inanç vardı. Kazanması bana büyük mutluluk verdi. Babamın ilk dersine ona destek olmak için birlikte girdik. Aynı üniversitede olmak çok güzel. Arkadaşlarım babamın benimle aynı üniversitede okuduğunu duyunca çok şaşırdılar. Babamla aynı sıralarda oturmak çok değişik bir duygu. Aynı sıraları paylaşmak gurur vericiydi.” sözlerine yer verdi.
KAYNAK : Yenişafak