IMF’nin Türkiye şaşkınlığı

Muhabirin ‘Türkiye ile ilgili tahminleriniz hiç tutmuyor, bunu nasıl açıklıyorsunuz’ sorusuna IMF temsilcisi ilginç bir yanıt vererek ‘beklemediğimiz olaylar oluyor’ dedi.

IMF’nin Türkiye şaşkınlığı

Uluslararası Para Fonunun (IMF) Avrupa Departmanı Direktör Yardımcısı Philip Gerson AA muhabirinin IMF- Dünya Bankası Bahar Toplantıları çerçevesinde Washington’da düzenlenen basın toplantısında yönelttiği soruyu yanıtladı.

Muhabir, IMF’nin Avrupa Departmanı Direktörü Paul Thomsen tarafından gerçekleştirilen toplantıda şu soruyu yöneltti:

“IMF, Türkiye’nin bu yıla yönelik büyüme beklentisini yüzde 2,9’dan 2,5’e düşürdü. Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Twitter üzerinden ‘IMF’nin Türkiye ekonomisine ilişkin tahminleri muhtemelen yine yanlış çıkacak’ yorumunda bulundu. Gerçekten de son birkaç yılda IMF’nin Türkiye’ye yönelik büyüme beklentileri ile gerçek büyüme rakamları arasında genellikle belirgin farklar vardı. Siz büyüme beklentileriniz ile gerçek büyüme rakamları arasında kaydadeğer fark olmasını nasıl açıklıyorsunuz?”

Thomsen, Türkiye’ye yönelik geçmiş büyüme beklentilerini çok iyi bilmediğini belirterek soruyla ilgili geri dönüş yapılacağını söyledi.

Bu yıla yönelik büyüme tahmininin aşağı çekilmesinin siyasi belirsizlik gerekçesiyle alındığını bildiren Thomsen, “Türkiye’nin büyüme beklentisini biraz aşağı çektiğimizi biliyorum. Buna karşın mali genişleme ve ihracatın kurdaki düşüş nedeniyle toparlanması söz konusu. Ancak siyasi belirsizlik hakkında da bazı varsayımlarımız vardı” ifadelerini kullandı.

“Tahminlerin doğru çıkmamasının nedeni beklenmeyen olaylar”

Toplantının ardından IMF Avrupa Departmanı Direktör Yardımcısı Philip Gerson, muhabirin yanına gelerek soruyu bire bir yanıtlamak istediğini belirtti.

Gerson, “Büyüme tahminlerinin her zaman doğru çıkmamasının nedeni bazen yıl içinde beklenmeyen olayların ortaya çıkması. Ayrıca, bazı durumlarda beklediğiniz bir durumun bile öngörülenden daha büyük ve daha küçük etkileri olabiliyor” diye konuştu.

Belirsizliğin tüm büyüme beklentileri için geçerli olduğuna işaret eden Gerson, IMF’nin bu nedenle, her yıl yılın başında açıkladığı büyüme projeksiyonlarını yıl boyunca güncellediğini bildirdi.

Gerson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazen büyüme tahminleri, beklenmediğimiz olumsuz olaylar nedeniyle aşağı çekiliyor, bazense beklemediğimiz olumlu olaylar nedeniyle yukarı revize ediliyor. Ancak, tarihi olarak baktığınızda Türkiye’ye ya da diğer ülkelere yönelik beklentilerimizde sürekli bir sapma yok. Bazen tahminlerimiz çok yüksek, bazen çok düşük ama ortalamasını aldığınızda sonuç sıfıra yakın olacaktır.”

“Yukarı revize edilebilir”

Gerson, Türkiye’deki siyasi belirsizliğin halk oylamasının ardından azalmasının büyüme beklentilerini nasıl etkileyeceğine yönelik soru üzerine, “Eğer belirsizlik yılın ilerleyen dönemlerinde bizim beklediğimizden daha düşük olursa, büyüme beklentilerinin yukarı yönlü revize edilmesi muhtemel. Belirsizliğin düşmesi, büyüme için gerekli olan yatırımlar için iyi olur” değerlendirmesini yaptı.

IMF Avrupa Departmanı Direktör Yardımcısı Philip Gerson, bununla birlikte gelecek 6 ayda beklenmeyen birçok şeyin yaşanabileceğini belirterek, büyüme tahminlerinin gelecek aylarda yeni gelişmeler ışığında revize edileceğini sözlerine ekledi.

‘IMF’in tahmini muhtemelen yine yanlış çıkacak’

Başbakan Yardımcısı Şimşek, IMF’in Türkiye’nin 2017 büyüme tahminini yüzde 0,4 düşürmesi ile ilgili “Tahminleri muhtemelen yine yanlış çıkacak” dedi.Dün, Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye için 2017 yılı büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,5’e indirmesi ile ilgili twitterda açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “IMF’nin Türkiye ekonomisine ilişkin tahminleri muhtemelen yine yanlış çıkacak” dedi.IMF’nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu açıklandı

IMF’nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu açıklandı

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminini yüzde 2,5’e revize etti. Kuruluş, 2017 küresel büyüme beklentisini ise 0,1 puan artışla yüzde 3,5’e yükseltti.IMF, Dünya Ekonomik Görünüm (DEG) Raporu’nun Nisan 2017 sayısını “Küresel ekonomi ivme mi kazanıyor?” başlığıyla yayımladı.Dünya ekonomisinin sanayi ve ticaretteki konjektürel toparlanmanın yanı sıra iyimser finansal piyasalar sayesinde ivme kazanabileceğine işaret edilen raporda, bu yıla yönelik küresel büyüme beklentisi yüzde 3,4’ten yüzde 3,5’e revize edildi. IMF ekonomistleri, 2018 yılına yönelik küresel büyüme beklentisini ise yüzde 3,6’da sabit tuttu.Global ekonominin orta vadede hala aşağı yönlü risklere maruz kalabileceği anlatılan raporda özellikle düşük verimlilik ve gelir dağılımı eşitsizliği gibi yapısal sorunlar ile içe dönük politikaların küresel entegrasyonu tehdit ettiği vurgulandı.Fed’in beklenenden hızlı faiz artırmasının küresel ekonomiye yönelik aşağı yönlü riskler arasında yer aldığı belirtilen raporda, “ABD’de faiz artırımlarının beklenenden hızlı gerçekleşmesi, küresel finansal koşulların daha hızlı sıkılaşmasına ve doların sert yükselmesine neden olarak kırılgan ekonomileri ters yönde etkileyebilir” değerlendirmesine yer verildi.Raporda, finansal regülasyonların aniden azaltılmasının ise yatırımcıları aşırı risk alımına teşvik ederek gelecekte finansal krizler yaşanması olasılığını artırabileceği uyarısında bulunuldu.IMF raporunda jeopolitik gerilimler, ulusal siyasi anlaşmazlıklar, terör ve olağanüstü hava şartları aşağı yönlü diğer riskler arasında listelendi.IMF ekonomistlerinin ülkelerin verimliliği, emek arzını, yatırımları yükseltecek yapısal reformlar ve mali tedbirler uygulaması tavsiyesinde bulunduğu raporda, kamu borcunu sürdürülebilir hale getirecek güvenilir stratejilere acilen ihtiyaç duyulduğuna da işaret edildi.Büyüme tahminleri revize edildiIMF’nin Nisan 2017 dönemi DEG raporunda, Avrupa ülkeleri ve Japonya’nın büyüme tahminleri yukarı yönlü revize edildi.Avro Bölgesi’ne ilişkin büyüme tahminini bu yıl için yüzde 1,6’dan yüzde 1,7’ye çıkaran kuruluş, Almanya, Fransa ve İtalya’nın bu yılki büyüme beklentilerini 0,1 puan artışla sırasıyla yüzde 1,6, yüzde 1,4 ve yüzde 0,8’e yükseltti. İspanya’nın büyüme beklentisi ise bu yıl için yüzde 2,3’ten yüzde 2,6’ye revize edildi.Rapordaki en büyük revizelerden biri Birleşik Krallık’ın bu yılki büyüme beklentisine yapıldı. Buna göre, ocak ayında yüzde 1,5 olarak belirlenen büyüme tahmini yüzde 2,0’a çıkarıldı. IMF, Birleşik Krallık’a ilişkin 2018 büyüme beklentisini ise yüzde 1,4’ten yüzde 1,5’e revize etti.Raporda, Japonya’ya yönelik beklentiler de bu yıl için 0,4 puan artışla yüzde 1,2’ye ve gelecek yıl için 0,1 puan artışla yüzde 0,6’ya güncellendi.Öte yandan, ABD’nin 2017 ve 2018 büyüme tahminleri yüzde 2,3 ve yüzde 2,5 ile ocak ayında açıklanan seviyelerde sabit bırakıldı.Kurum, gelişmiş ülkeler grubuna yönelik 2017 büyüme beklentisini bu revizyonlar çerçevesinde yüzde 1,9’dan yüzde 2,0’a çıkardı. 2018 yılına ilişkin büyüme beklentisi ise yüzde 2,0’da kaldı.Raporda, ayrıca “Gelişmiş ülkelerde manşet enflasyon daha yüksek emtia fiyatları nedeniyle yukarı doğru hareket ediyor ancak çekirdek enflasyon dinamikleri cılız ve heterojen kalmaya devam ediyor” değerlendirmesine yer verildi.Rusya ve Çin’in tahminleri yükseltildiRapora göre, IMF’nin gelişmekte olan ekonomilere yönelik büyüme beklentileri değiştirilmedi. Kurum gelişmekte olan ekonomilerin bu yıl yüzde 4,5 ve gelecek yıl yüzde 4,8 genişlemesini öngörüyor.Bu grup içinde, Rusya ve Çin’e yönelik büyüme beklentileri yukarı yönlü, bazı Latin Amerika, Afrika ve Avrupa ülkelerine yönelik beklentiler ise aşağı yönlü revize edildi. Buna göre, Rusya’ya ilişkin büyüme beklentileri bu yıl yüzde 1,1’den yüzde 1,4’e ve 2018 için yüzde 1,2’den yüzde 1,4’e çıkarıldı. IMF ekonomistleri, Çin’in 2017 büyüme beklentisini yüzde 6,5’ten yüzde 6,6’ya ve 2018 büyüme beklentisini yüzde 6,0’dan yüzde 6,2’ye çıkardı.Türkiye’nin bu yıl yüzde 2,5 büyümesi bekleniyorRaporda, Türkiye’de siyasi ve jeopolitik faktörlerin büyümeyi sınırladığına işaret edilirken, “Ekonomik görünüm, yükselen siyasi belirsizlik, güvenlik endişeleri ve Türk lirasının değer kaybetmesiyle artan döviz borcu yükü nedeniyle bulanık” ifadelerine yer verildi.Türkiye’de büyümenin 2016’nın üçüncü çeyreğinde sert düştükten sonra toparlanacağı belirtilen raporda gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yıl yüzde 2,5 ve gelecek yıl yüzde 3,3 genişleyeceği öngörüldü.IMF, Türkiye’nin 2017 ve 2018 büyüme beklentilerini, şubat ayında yayınlanan 4. Madde Konsültasyon Raporu’nda sırasıyla yüzde 2,9 ve yüzde 3,3 olarak açıklamıştı.Kuruluş, Türkiye’ye yönelik enflasyon beklentilerini ise bu yıl için yüzde 10,1 ve gelecek sene için yüzde 9,1 seviyesinde belirledi. Geçen sene yüzde 7,8 seviyesinde gerçekleşen enflasyondaki artışın TL’deki değer kaybından kaynaklanacağı belirtildi. Raporda, geçen sene yüzde 10,8’e çıkan işsizlik oranının 2017’de yüzde 11,5’e çıktıktan sonra 2018’de yüzde 11’e gerileyeceği öngörüldü. Son olarak, IMF, 2016’da GSYH’nin yüzde 3,8’ine gerileyen cari açık oranının bu yıl yüzde 4,7 ve gelecek yıl yüzde 4,6 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyor.’Ekonomik reformlar canlandırılabilir’

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yalanlara bakmayın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’nın Seyhan Caddesi’nde düzenlenen toplu açılış töreninde hitap etti.Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:Meclisimizi, Emniyet teşkilatımızın binalarını, Cumhurbaşkanı Külliyemizi bombaladılar. TÜRKSAT’ın binasını bombaladılar. Ankara’da, İstanbul’da vatandaşlarımıza ateş açtılar. F-16’larla bombaladılar, helikopterlerle taradılar. Ancak tüm alçaklıklarına rağmen Türkiye’yi teslim alamadılar. Ülkemizi bu hainlere bırakmadık. Milletimizle bir olduk, darbecilerin karşısına dikildik. Türkiye’nin tarihinde ilk defa milletiyle birlikte olan Cumhurbaşkanı, hükümeti, meclisi sayesinde bir darbe girişimi akamete uğratıldı. Türk Milleti istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıkacağını içirdeki ve dışarıdaki tüm müstevlilere gösterdi. Antalya’nın da bu demokrasi mücadelesinde ön saflarda yer aldığını biliyorum. O FETÖ terör örgütü bu milleti teslim alamadı. Bir tarafta bayrağımız, öbür tarafta şehitlerimiz. Öyle durup dururken bu topraklar vatan olmadı. Antalya, bilesiniz ki, Cumhurbaşkanınız beşer planında bugüne kadar kimsenin önünde eğilmedi. Biz ancak Rabbimizin karşısında, rükuda eğiliriz, secdede eğiliriz. Bundan sonra da inşallah bu yolculuğumuzu hep beraber böyle yürüteceğiz. Buradan bir kez daha tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. O gece 2 bin 193 gazi ve 249 şehidimiz oldu. Allah razı olsun. Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Uğruna ölmeyi göze alan kahramanlar olduğu sürece kimse bu ülkeyi bölemez, birliğimizi, beraberliğimizi bozamaz. İşte 16 Nisan halk oylaması bunun için çok önemli. Biz yönetim sistemimizi kendi keyfimiz için değil, ülkemizin ve milletimizin geleceği için değiştiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki SSK’yı ne hale getirdiğini bu millet iyi biliyor. Bakıyorsunuz, akşam başka, sabah başka konuşuyor. Dikili ağaçları yok. Bizim 14 senede neler yaptığımız ortada. Bizim IMF’ye olan borcumuz 23,5 milyar dolardı. 8 ay memuruna maaş ödemeyen devlet vardı. Biz geldik maaşları takır takır ödemeye başladık ve IMF’ye dedik ki, son katıldığım Davos’ta IMF’nin başkanına “Siz bizi siyaseten idare etmeyeceksiniz dedim. Verdiğiniz borcu bizden taksit taksit alacaksınız. Bizi idare etmeye kalkarsınız kusura bakma, TC’nin Cumhurbaşkanı benim, siz değilsiniz” dedim. 2013’te borcumuzu kapattık. Ardından bizden onlar borç istedi. Bunlar Türkiye’yi nasıl bir boyunduruk altına almışlar bunu bilin. Bütün bu pisliklerin hepsini biz temizlemek mecburiyetinde kaldık. Bizden öncekiler yapamadı. Ana muhalefetin başındaki zat SSK’nın başındaydı. O zaman hastanelerin hali neydi? 40 yaş üstü herkes hastanelerin halini bilirler. Sağlıklı gir, hasta çıkarsın. İlacını alamıyordun. Doktor reçete yazıyor, yarısı var yarısı yok. Olmayanlar için akıl veriyor, onu da gidin başka yerlerden paranızla alın. Biz geldik ne yaptık? Bütün hastaneler bir defa devletin olacak dedik. Hastanelerin hepsini devletleştirdik. Sendikalar olmaz dediler, kusura bakmayın, bunların hepsi devletin sizin değil dedik. Kararı verdik, yasal düzenlemeleri yaptık, adımı attık. Şu anda memur işçi ayrımı var mı, yok. Hatta hatta isteyen özel hastanelere gidiyor mu?Antalya’ya şehir hastanesi müjdesiDedik ki, bu da yetmez, benim bir sevdam var, Sağlık Bakanımıza dedim ki, süratle şehir hastaneleri kuracağız dedim. Çünkü Türkiye’nin 81 vilayetinde hastane var fakat bizim derdimiz başka. Biz Kanuni’nin torunlarıyız. Öyle ise şehir hastanelerini kuralım ki, dünyanın dertlisi buraya gelsin, dünyadaki hastalar da buraya gelsin. İlk önce Mersin Şehir Hastanesi’ni açtık, ardından Yozgat, dün Başbakanımız Isparta Şehir Hastanesi’ni açtı. Devam edeceğiz. Bir defa tüm büyük şehir hastanelerimizin tamamında olacak. İnşallah Antalyamızda da böyle bir şehir hastanemiz olacak. Türkiye bu istikrarlı büyüme sürecini devam ettirirse inşallah 1991’den bu yana dediğiniz hükümet modeli ile yönetilmiş olsaydık şu anda bulunduğumuz yerin tam iki katı daha ileride olacaktık. şu anda kişi başına düşen milli gelirimiz 11 bin dolar. Teslim aldığımız zaman 3 bin 500. Nerede olacaktık? 22 bin dolar olacaktık, fena mı olurdu. Siz anayasa değişikliğine karşı çıkanların yalanlarına bakmayın. Bu milletin cebinden paraları çalanlar, haketmedikleri gücü kullanarak kendilerine paralel iktidar kuranlar için 16 Nisan elbette kabus günüdür.En önemli kazanım istikrar ve güven16 Nisan’da evet dediğinizde yeni hükümet sisteminin en önemli kazanımı istikrardır güvendir. Hepsi de şu an rahmetli rahmana kavuşan Erbakan, Türkeş, Özal, Demirel ve Yazıcıoğlu gibi kişilerin söyledikleri hep istikrar ve güven olmuştur. Birçoğu ile görüşmelerim olmuştur, hepsi de istikrarı özellikle tavsiye etmişlerdir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerine baktığımızda başarılarını hep istikrara borçlu olduğunu görürsünüz.Yeni sistemle birlikte başarısız liderlerin koltuklarını koruma şansı kalmıyor. Sıkıntı oradan geliyor. Siyasi parti ve bürokrasilerde yenilenmenin önü sürekli açık oluyor yeni sistemde. 18-25 yaş arasındaki gençlere seçilme imkanı verilmesi bu değişimi daha da hızlandıracak. Ama bu ana muhalefeti niye rahatsız ediyor. Gazi Mustafa Kemal Cumhuriyeti gençlere emanet etmemiş miydi? Sayın Kılıçdaroğlu sen Gazi Mustafa Kemal’in partisinin başında değil misin? O zaman Gazi Mustafa Kemal’e neden ihanet ediyorsun? Bak şimdi ters düştün. Türkiye’mizin geleceğini biz gençlerimize emanet ediyoruz. Bu sistemle vaseyet odakların gücü kırılıyor. Parlamenter demokrasi aslında bir vesayet sistemidir. Şimdi bu sistemin beli kırıldığı için rahatsız oluyorlar.”Bu sistemde daha rahatım”Cumhurbaşkanı öyle iddia edildiği gibi layüsel değil. Anayasa ve yasalarla sınırlı bir haraket alanına sahip. Şu anda ben Cumhurbaşkanı olarak çok daha rahatım. Ama yeni sistemde öyle olmayacak. Yeni sistemde sorgulanabilecek. Sorgulandığın sürece daha ideal bir çalışma ortaya koyarsın. Suç işlemesi halinde Cumhurbaşkanı yargılanmak üzere Meclis tarafından Yüce Divan’a dahi gönderilebiliyor.Seçimlerde doğrudan hesabı soracaktır millet. Ne yapacaktır, sen başaramadın diye diğer adayı işbaşına getirecektir. Kılıçdaroğlu 7 kez seçim kaybettin hala oradasın. Ama burada duramazsın. Burada kaybettiğin zaman gönderirler. Yeni sistemde milletvekilleri hükümet tarafından kendilerine gönderilen kanun tasarılarıyla değil kendi hazırlayacakları kanun teklifleriyle Meclis’i çalıştıracaklar. Cumhurbaşkanı sadece bütçe ile ilgili kanun tasarısı haricinde kanun tasarısı hakkı yok. Milletvekili adaylarının seçmenlerini daha iyi temsil eden isimlerden temsil edilmesi gerekir.Siyasi risklerin azalmasıyla döviz kuru, faiz, enflasyon gibi ekonomi politikası araçları daha kolay kontrol altına alınabilecek. Biz evelallah Cumhuriyet tarihinde açılan tünellerden daha fazlasını açmış vaziyetteyiz. En son Ilgaz tünelini açtık. Kastamonu’da, Ilgaz dağında. Aynı şeyi Rize-Erzurum arasında Ovit tünelini açıyoruz. Orada muhteşem bir teknoloji uygulanıyor. Göreve geldiğimizde 25 tane havalimanı vardı. Şimdi 59 tane havalimanı var. Şu Antalya Havalimanı, turistler gelip, çile üstüne çile çekerdi. Terminal binası kifayetsizdi. 1 yılı bulmadı, başladık hallettik. Gazipaşa Havalimanı için olmaz dediler, biz dedik ki olacak. Bize tünel münel dayanmaz. Daha inşa edilecek çok fabrikalarımız, kepengi açılacak dükkanımız, başı okşanacak çok yetimimiz var. Video: ”Ey Kılıçdaroğlu sen yalan makinesisin” “Kılıçdaroğlu sen yalan makinesisin!”Cumhurbaşkanı lokantaları kapatacak diyor. Muhtarlıklar, belediyeler, sendikalar kapatılacak diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yalan üstüne yalan. Yalanı bunun kadar güzel kullanan yok. Ben BM Genel Kurulu’nda konuşuyorum, ertesi gün açıklama yapıyor; Cumhurbaşkanı sanki muhtarlara konuştu diyor. Tabii muhtarlarımız bundan çok rahatsız oldu haklı olarak. Ankara’da 30-40 muhtarın olduğu bir toplantıda konuşma yapıyor. Bir muhtarımız sordu, siz sanki muhtarlara konuşuyor diyerek bizi küçümsediniz diyor. Haddimize mi, öyle bir şey olabilir mi dedi. Ey Kılıçdaroğlu yalan makinesisin. Şu ana kadar 16 bin muhtarımızla milletin evinde biraraya geldik. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde onları milletim adına ağırladım. 55 bin muhtarımızı da ağırlayacağım milletim adına. Muhtar BM Genel Kurulu’na gelmiş olanlardan aşağı değildir. Öğrenciler okullarından, memurlar işlerinden, hanımlar altın günlerinden çıkartılmayacak. Bu işlerin Cumhurbaşkanıyla uzaktan yakından alakası yok. Kanunla kurulan kurumlar kanunla kapatılabilir. Belediyenin yetkisi olan kurumlar onların kararıyla kapatılabilir. Belediyenin, iş dünyasının kapıları kimseye kapatılmayacak.Gelecek diyor 18 yaşındaki genç parlamentoya girecek, 2 yıl sonra emeklilik hakkını kazanacak. Yalana bak. .Biz yeni sistemi Erdoğan için değil her doğan için getiriyoruz. Bu böyle bilinsin. Hakimler, savcılar, katipler, mübaşirler, gardiyanlar, mahalle bekçileri, özel güvenlik görevlilerini Cumhurbaşkanı atamayacak. HSYK’nın 4 üyesini Cumhurbaşkanı belirleyecek. Bu uzlaşmayı getiriyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçim usülünde hiçbir değişiklik yok. Cumhurbaşkanı 5 yıllığına Anayasa Mahkemesi üyeleri 12 yıllığına seçiliyor. Hiçbir Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi’nin yapısını tümüyle şekillendiremez.Kılıçdaroğlu kendisine 100 yardımcı, 500 tane bakan atayacak diyor. Benim milletime bu yalanları söyleme. Biz göreve geldiğimizde 36 bakandan oluşuyordu hükümet, biz 25’e indirdik. Cumhurbaşkanı bir veya iki yardımcı, en fazla bilemedin üç yardımcı ve bakan sayısı şu mevcudu belki koruyacaktır, gereğine göre azalır veya artar. Bunlar dervişin fikri neyse zikri de olur. Bunlar böyle. Akıl neyle meşgul olursa dil de onu söyler. Her ne kadar genel müdürlükten gelme olsa da anlaşılan o zat hiç devlet terbiyesi almamış. Senelerce kamuda çalışmış ama usül erkân öğrenmemiş. Demek ki milletimiz bu zata devletimiz buna temsil etse kendisi aynen böyle yapacak.”Gazi Mustafa Kemal partili değil miydi?”Cumhurbaşkanı partili olacak ama partizan olmayacak. Gazi Mustafa Kemal partili değil miydi, İnönü partili değil miydi? Onlar nasıl Başbakan veya Cumhurbaşkanı olarak partilerin genel başkanı oluyorsa aynı şeyi şimdi biz getiriyoruz. Önceden CHP il başkanları o ile valilik yapıyorlardı. Şimdi böyle bir iş yapılsa CHP ne der? Ama biz demokrasiyi böyle öğrenmedik. Böyle de kabul etmiyoruz. Hatta parti üyesi Cumhurbaşkanları belki genel başkanı olmaya ihtiyaç duymayacak. Cumhurbaşkanının partili olması millete karşı dürüst olmaktır.Toplam yatırım bedeli 781 trilyon olan eserlerin toplu açılışını yapıyoruz. Hepsi de Antalyamıza hayırlı olsun.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ