İleri derecede alerjik çocuklar için 5 önlem

‘Alerjik şok’ anne babaları fazlasıyla korkutan bir konu. Örneğin değil bir fıstık tanesi, fıstığın tozunun bile olması ya da değil bir bardak süt, içinde bir süt damlasının dahi bulunması bir anda şiddetli alerjik tepkiye yol açabiliyor, nefes almada güçlüğe, bilinç kaybına hatta ölüme bile neden olabiliyor

İleri derecede alerjik çocuklar için 5 önlem

Anneler çocuklarının katılacağı etkinlikteki menüyü önceden öğrenip ‘yasaklı besinler’ içeriyorsa evde aynısını ama çocuğuna uygun haliyle hazırlayarak gönderiyor. Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya alerjik hastalıkların çocukların yüzde 30’unda görülürken, halk arasında ‘alerjik şok’ olarak bilinen anafilaksinin ise yaklaşık 10 bin çocuktan 2’sini etkilediğini belirterek “Doğumdan itibaren her yaşta görülebilen anafilaksi en sık 6-15 yaşları arasında görülmektedir. Başta fıstık, fındık, süt, yumurta gibi besinlerle antibiyotikler ve ülkemizde sık karşılaşılan arı sokması bazı çocuklarda şiddetli alerjik reaksiyona yol açabilmektedir. Çocuğun bünyesi ne kadar çok alerjik ise anafilaksinin belirtileri de o kadar hızlı ortaya çıkar ve hastanın durumu o kadar ağır olur. Ancak anafilaksi belirtilerinin birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişen zaman diliminde ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir. Çocuğunuzun taşıyacağı tanıtıcı bir kolye veya bileklik onun hayatını kurtarabilir!” diyor. Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, anafilaksiden korunmak için alınması gereken 5 önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

·Alerjisi hakkında bilinçlendirin

Çocuğunuza anlayacağı bir dille, onu korkutmadan hastalığını anlatmanız ve alerjisi hakkında bilgilendirip bilinçlendirmeniz çok önemli. Örneğin fındığa alerjisi varsa, yiyeceği bir fındıklı çikolatadan fındıklı keke birçok besinden uzak durması gerektiğini öğretin. Alerjisi olduğunu bildiği besinlerin hem kendisinden hem de içeriğinde yer aldığı ürünlerden uzak durmasını öğretin.

·Arkadaşlarını haberdar edin

Çocuğunuzdaki aşırı alerjik sorun hakkında ailenin tüm bireylerini, yakın arkadaşlarını ve öğretmenlerini haberdar edin. Özellikle alerji yapacak maddelerden uzak durması ve anafilaksinin belirtileri konusunda bilgilendirin. Kendisine ikram edilen yiyecekleri kabul etmeden önce içerisinde, kendisinde alerjiye yol açan etkenin yer almadığını iyice öğrenmesini öğretin.

·Açık havada renkli giydirmeyin
Aşırı alerjik şoka neden olan etkenlerden arı sokması, ülkemizde en sık karşılaşılanlardan. Genetik olarak yatkınlığı olan kişi alerji yapıcı madde, örneğin arı zehiri ile karşılaşınca bu maddeye karşı duyarlılaşmış, yani alerjik duruma gelmiş oluyor. Bu kişinin kanında ve dokularında alerjik olduğu maddeye özgü karşıt moleküller birikiyor. Aynı alerji yapıcı madde ile bir kez daha karşılaştığında aniden, çoğu kere bir kaç dakika içinde anafilaksi belirtileri ortaya çıkıyor. Bu nedenle arı alerjisi olanların açık havada renkli ve açık kıyafetler giymemeleri çok önemli.

Bahar alerjisi astıma neden oluyor

Alerjinin alerjen denilen normalde zararsız olan maddelere karşı bağışıklık sisteminin gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonları olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Arzu Ertürk, başlıca alerjenlerin ev tozu akarları, polenler, küf mantarları, hayvan tüy ve epitelleri, besinler ve böcek zehirleri olduğunu söyledi.Astım ve bahar alerjisi hakkında bilgi veren Doktor Ertürk, alerjik hastalıklarda genellikle üst ya da alt solunum yolları, göz, deri ve sindirim sisteminin etkilendiğini ifade etti. Ertürk, “Alerji, genetik eğilimi olan kişilerde çevresel faktörlerin etkisi ile ortaya çıkmaktadır. Alerjisi olmayan sağlıklı bir birey polenlerle karşılaştığında herhangi bir sorun yaşamazken, alerjik yapıdaki kişilerde hapşırık, burun akıntısı, nezle, nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır” dedi.Alerjik kişilerin bahar günlerini polenlerin kabusa çevirdiğini söyleyen Ertürk, alerjik bireylerin polen alerjilerinin de farklılık gösterdiğini belirtti. Doç. Dr. Arzu Ertürk, “Ağaç polenleri daha çok Şubat-Mayıs, ot polenleri Mayıs-Haziran aylarında, yabani ot polenleri ise yaz ortasından sonbahara dek yakınmalara neden olur. Küçük polenler, rüzgarla taşındıklarından bitkiden kilometrelerce uzaktaki kişide bile alerjiye neden olabilir. Sabah saatlerinde havadaki polen miktarı daha fazladır. Yağmurlu günlerde havada uçuşan polen miktarı azaldığından polen alerjisi olan kişiler rahat eder. Tam tersine sıcak ve rüzgarlı günlerde polen yayılımı artar” diye konuştu. Bahar alerjisine dikkatMevsimsel alerji astımı tetikliyorMevsimsel alerjinin genellikle üst solunum yollarında başlayıp zamanla alt solunum yollarını da tutarak astım ataklarına sebep olduğunun altını çizen Ertürk, saman nezlesinin de “mevsimsel alerjik rinit” olarak bilinen hastalığın halk arasındaki adı olduğunu ve çoğunlukla ilk belirtilerin çocuklukta ve gençlikte ortaya çıktığını anlattı. Ertürk, “Burunda ve genizde akıntı ve kaşıntı, hapşuruk, gözlerde sulanma, yaşarma,kızarıklık, göz altlarında morarma gibi yakınmalara neden olur. Alerjik riniti olan kişilerin büyük bir kısmı hayatlarının bir döneminde astım atağı geçirebilirler. 1-2 haftayı geçen şikayetleri olan hastalar, mutlaka bir hekime başvurmalıdır. Tedavide alerji önleyici ilaçlardan yararlanılır. Hastanın hangi polene karşı alerjisinin olduğunun saptanması için kan testleri ve deri testlerinden yararlanılır” şeklinde konuştu.Astımlı hastaların bahar aylarında kötüleşip atağa girebileceğini belirten Doç. Dr. Arzu Ertürk, “Mart ayındaki grip salgını, viral enfeksiyonlar semptomları artırabileceği gibi, hastaların alerjik oldukları polenlerin yayıldığı haftalar/aylar boyunca şikayetler artabilir. Bu dönemde hastanın ilaç tedavisinin yeniden düzenlenmesi gerekir. Diğer alerjenlere göre polenlerden kaçınmak daha zordur. Polenlerin yoğun olduğu günlerde dışarı çıkmamak, pencereleri kapalı tutmak en önemli korunma yöntemleridir. İdeal olan kişinin alerjisinin olduğu bitkinin yetiştiği bölgeden başka bir yere taşınması gibi görünse de bir polene alerjisi olan kişi, yeni bir bölgeye taşındığında zaman içinde maruz kaldığı yeni polenlere karşı alerji geliştirebilmektedir” dedi.Astım hastaları bunlara dikkat! Astımdan korunma yöntemleriKorunma yöntemlerinin genel olarak uygulanması gerektiği uyarısında bulunan Ertürk, polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde sabah saatlerinde açık alanlara çıkmamaya özen gösterilmesi gerektiğini ve çimen polenine alerjisi olanların da bahçe çimlerini biçmemesi veya biçilirken ortamda bulunmaması gerektiği uyarısında bulundu. Giysiler ve çamaşırların polen mevsiminde açık havada kurutulmaması gerektiğini belirten Dr. Ertürk, mümkünse kurutma makinesi kullanılmasını önerdi. Otomobil alınacağı veya değiştirileceği zaman, polen yakalayıcı hava filtreleri olan modellerin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Ertürk, otomobillerdeki polen filtresinin bakımının ise düzenli olarak yaptırılması gerektiğini ifade etti. Akşamları eve gelince de kıyafetlerin değiştirilmesi, duş alınması gerektiğini bildiren Arzu Ertürk, sözlerini şöyle sürdürdü:”Yatak odasından tüm toz toplayıcı eşyalar uzaklaştırılmalıdır. Halı, kitap, dekoratif eşyalar, kumaş aksesuarlar kaldırılmalıdır. Tüm yatak çarşaf, nevresim ve yastık kılıfları haftada bir en az 60 derece ısıda yıkanmalıdır. Anti alerjik yastık nevresim takımları kullanılmalıdır. Ağır perdeler hafif ve yıkanabilir olanlarla değiştirilmelidir. Evcil hayvan varsa yatak odasına girmesine izin verilmemelidir. Evin ortamı nemli olmamalıdır. Ev ve araba klima filtrelerinin düzenli temizlenmesi sağlanmalıdır.”

·Çocukluk aşılarını dahi sağlık kuruluşunda yaptırın

Çocukluk aşıları dahil her tür enjeksiyonu mutlaka bir sağlık kuruluşunda yaptırın ve enjeksiyon sonrası sağlık kuruluşunda en az 15-20 dakika bekleyin. Daha önceden anafilaksi geçirmiş veya geçirme riski olan çocuğunuz varsa mutlaka yanınızda hazır adrenalin enjektörü taşıyın ve gerektiğinde bunu kullanmayı öğrenin ve çocuğun yakın çevresindekilere (öğretmen, bakıcı gibi) öğretin.

·Mutlaka kolye veya bileklik taktırın

Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya “Özellikle çok alerjik çocuklarda aniden oluşan ağır anafilaksi tablosu ölümle sonuçlanabilir. O nedenle çocuğunuza, üzerinde alerjisi olduğunu belirten bir kolye veya bilezik taktırın” diyor.

Alerjik şokun belirtileri
·Deride yaygın kızarıklık ve kabartı
·Dudaklar, dil ve boğazda şişme
·Aşırı hapşırma ve burun akıntısı
·Nefes almada zorlanma, hırıltı, çarpıntı
·Baş dönmesi, aniden yere yığılma
·Bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı

Şiddetli alerjik reaksiyona en sık yol açanlar
·Süt, yumurta, fındık, fıstık, badem, susam gibi yağlı yemişler, balık ve diğer deniz ürünleri·Özellikle penisilin ve benzeri ilaçlar, ağrı kesiciler, film çekerken kullanılan maddeler·Arı ve diğer böceklerin zehirleri·Lateks (kauçuk) içeren tıbbi malzeme ile temas·Vücut sıvıları, hormonlar ve aşırı sıcakla temas sonrası anafilaksi görülebiliyor.·Sebebi tam olarak bilinemeyen ‘idiyopatik anafilaksi’ de tehdit ediyor.

Alerjik şok sırasında bunlara dikkat!

·Hastayı hemen sırt üstü yatırın, ayaklarını yükseltin.
·Hastanın ağzını ve burnunu temizleyin, rahat nefes almasını sağlayın.
·Anafilaksi, arı sokması sonrası oluşmuşsa arının iğnesini parçalamadan çıkarın ve yara yerini sabunlu su ile yıkayın, aralıklı buz uygulayın.
·Kan basıncı düşmüş olan hastayı oturtmayın ve aniden ayağa kaldırmayın, ani ölüme yol açabilirsiniz!
·Anafilaksi tedavisinin temel ilacı adrenalindir. Eğer hastalar yanlarında daha önceden hekimleri tarafından verilmiş hazır adrenalin iğneleri taşıyorlarsa bunu hemen uyluğun ön-yan tarafından uygulayın. Ardından acil ambulans çağırın ya da en yakın sağlık kuruluşuna gidin.

Astım hastaları bunlara dikkat!

Astım hastalarına korunmanın yollarını ve astıma neden olan etkenleri anlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nezaket Erdoğan,çevresel etkenlere dikkat çekti. Çevresel etkenlerin hastalığın hem ortaya çıkışında, hem de ağırlığı üzerinde rol oynadığını belirten Dr. Erdoğan, “Bu çevresel etkenler şehirlerdeki hava kirliliği, ev tozları, polenler, sigara dumanına maruz kalma, tekrarlayan soğuk algınlıklarıdır. Astım krizinde ve ağır astımlıda hava yollarının etrafındaki kaslar kasılıp, daralmayı arttırır. Hava rahat girip çıkamaz, kan iyi oksijenlenemez. Vücudun diğer organlarına da oksijenli kan gidemez” dedi.Kumaş yerine ahşap,plastik tercih edinAstımı alevlendiren etkenlerden korunma yolları hakkında bilgi veren Dr. Erdoğan, “Evde ve iş yerinde havalandırma artırılmalı, rutubet önlenmelidir. Kumaş döşeli eşyalar yerine deri, suni deri, ahşap, plastikten yapılmış olanlar tercih edilmelidir. Ev işi yaparken maske kullanılabilir. Süpürdükten sonra ıslak bezle temizlik yapılmalıdır. Güçlü bir elektrik süpürgesiyle haftada en az bir kere sıkı bir temizlik yapılmalıdır. Nemlendirici cihazlar öncelikle yatak odasında kullanılmamalıdır. Mümkünse halılar kaldırılmalıdır. Tüylü ve içi dolu oyuncaklar alınmamalı veya ortadan kaldırılmalıdır. Yatak takımları en az 55 C derece sıcaklıkta haftada bir yıkanmalıdır. Yatak odasındaki eşyalar kapalı dolaplarda saklanmalı, yatak odası oturma odası olarak kullanılmamalıdır. Yün, pamuk, kuş tüyü yastık kullanılmamalı, dakron gibi sentetik maddeler tercih edilmelidir. Bunlarda sık sık yıkanmalı ve 2-3 yılda bir tamamen yenilenmelidir” dedi. Evdeki nem dengesini ayarlayınKişinin hassas olduğu bitkinin polen yayma döneminde olanaklar ölçüsünde dışarı çıkmaması tavsiyesinde bulunan Dr. Erdoğan, “Kapı ve pencereler kapalı tutulmalı. Ev ve arabalarda polenleri tutan hava filtreleri kullanılmalı. Maske ve gözlük kullanılmalı, lens takılmalıdır. Çamaşırlar polen mevsiminde dışarıda kurutulmamalı. Dış ortamdan eve gelince duş yapılmalı ve elbiseler değiştirilmeli” diye konuştu.Evin nemi-rutubetinin azaltılması gerektiğini belirten Dr. Erdoğan, şu önerilerde bulundu:”Kışın tüm odalar ısıtılmalı, evin içinde çamaşır kurutulmamalıdır. Doğal havalandırma artırılmalıdır. Eski halı, yatak,mobilya ve küf kokan malzemeler atılmalıdır. Fazla miktarda saksı bitkisi bulundurulmamalıdır. Akvaryum ve kış kafesleri çevresinde de küf kolay gelişebileceğinden evde bu tür hayvan bulundurulmamalıdır. Su sızıntısı olan yerler tamir edilmeli, su geçirmez izolasyon maddeleri kullanılmalıdır. Küflenen yüzeyler yüzde 5-10’luk sodyum hipoklorür (çamaşır suyu) ile temizlenmeli ancak bu temizlik hasta tarafından yapılmamalıdır”Alerjik astım en çok 2 bölgede görülüyor Evcil hayvan beslemek zarar verirEvde alerjik kişi bulunduğunda o eve hayvan almamanın en doğru çözüm yolu olduğunu ifade eden Dr. Erdoğan, dışarıda hayvanla teması olanlar eve bu kıyafetleri ile gelmemesi gerektiğini söyledi.Hayvanların vücut parçacıkları, dışkı ve salgılarının alerjik belirtilere neden olduğunu vurgulayan Dr. Erdoğan, “Böceklerin giriş yerleri olabilecek kapı altı boşlukları, çatlaklar ve boru çevreleri gözden geçirilmeli, varsa onarılmalıdır. Sprey, toz, tablet şeklinde özel kimyasal maddeler ile böcekler yok edilmelidir. İlaçlamanın ardından temizlik yapılarak ölü böcekler atılmalıdır. Mutfak temizliğine özen gösterilmelidir. Tüm besinler kapalı kapılarda tutulmalıdır. Açıkta kirli bulaşık bulundurulmamalıdır. Çöpler kapalı tutulmalıdır” dedi.Her sene Sonbahar’da grip aşısı yaptırınGöğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nezaket Erdoğan, uyarılarını şöyle sürdürdü:”Evlerde kesinlikle sigara içilmemeli ve içirilmemelidir. Havalandırma arttırılmalıdır. Bacalı sobalar kullanılmalı, baca temizliğine özen gösterilmelidir. Boya, cila, böcek ilacı, temizlik maddeleri dikkatle uygulanmalı ve ardından iyice havalandırılmalıdır. Geçirilen solunum yolu enfeksiyonları astım atağını başlatabilir ve astım ilaçlarının dozunu arttırmak gerekebilir. Kışın enfeksiyon hastalıklarının bulaşma riskinin artması nedeniyle kalabalık yerlerden kaçınılmalıdır. Her sene eylül-ekim aylarında grip aşısı yapılması uygun olur. Yüksek tansiyon, koroner kalp hastalıkları, migren tedavisinde kullanılan ilaçlar, göz tansiyonu damlaları, ameliyatlarda kullanılan anestezi ilaçları, aspirin ve benzeri ağrı kesici romatizma ilaçları, röntgen incelemeleri esnasında kullanılan görüntüleme ilaçları astım belirtilerinin ortaya çıkmasına ya da mevcut astımın ağırlaşmasına neden olabilir. Bu nedenle gidilen hekime astım hastası olduğu söylenmelidir. Katkı maddesi içeren gıda maddeleri kullanılmamalıdır. Gastrp-özafagşak reflüsü (mide içeriğinin yutak borusuna geri kaçması) olanlar ağır, yağlı, baharatlı yiyecekler yememeli, alkol içmemelidir. Az ve sık yemek yemelidir. Yatarken yüksek yastık kullanmalıdır. Mide asidini azaltan ve mide hareketlerini artıran ilaçlar kullanabilirler”Anne babalara “alerjik astım” uyarısı

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ