FETÖ’nün torbacı subayları

FETÖ, Zekeriya Öz marifetiyle girdiği eroin dünyasını çok sevdi. Küresel baronlardan milyonlarca Euro himmet alan örgüt hem subayları hem polisleri adeta torbacıya çevirdi. FETÖ’nün uyuşturucu trafiğinden çok büyük bir gelir elde ettiğini belirten güvenlik kaynakları bu rantın 15 Temmuz darbe girişimine kadar sürdüğünü belirtiyor. Gerçek Hayat, dershaneler ve ışık evleri ile gençlerin hayatını karartan FETÖ’nün eroin dosyasını yazdı.

FETÖ’nün torbacı subayları

Dershaneler ve ışık evleri aracılığıyla binlerce çocuk ve gencin hayatından geçen ve bizim bir dönem dini cemaat sandığımız daha sonra darbeye dahi kalkışan FETÖ’nün on yıllar boyunca elinde tuttuğu yargı ve emniyet teşkilatının gücünü kullanarak suç örgütleriyle kurduğu menfaat ilişkisi sadece geçen hafta gündeme getirdiğimiz eroin kaçakçılığıyla sınırlı değil. Daha birçok suç kaleminden Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) temin ettiği menfaatler var. Zaman içinde ortaya çıktıkça daha çok şaşıracağımız ilişkiler de bulunuyor. Ancak emniyet uzun bir süredir kurduğu özel birimle FETÖ’nün uyuşturucu kartelleriyle girdiği ilişkileri araştırıyor. Elde edilen bu tespitler kısa zaman sonra operasyona dönüşecek ve çok kişinin canı yanacak!

FETÖ’nün zehir tüccarlarıyla kurduğu ilişkilerin ilk ipucuna 2010’da rastlanıyor. O dönem FETÖ, yargı ve emniyeti büyük oranda ele geçirdiyse de kirli operasyonlarını yürütecekleri dönemin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesiyle özel yetkili (bu özel yetkili mahkeme ve savcılıklar 7 Şubat 2011 MİT krizinin ardından kaldırıldı) İstanbul Ağır Ceza Mahkemeleri’nde tam hakimiyet sağlayamamışlardı. Balyoz, Ergenekon ve Askeri Casusluk gibi davalarda FETÖ’ye sorun çıkaran yargıçların tasfiye edilmesi gerekiyordu. Kurbanlar ise çoktan hazırdı: Hakimler Zafer Başkurt ve Erkan Canak. Bu iki hakim FETÖ’nün en iyi bildiği yöntemle tasfiye edilecekti: İftira atılarak. Önce uydurma suçları ihbar edecek bir gizli tanığa ihtiyaç vardı. Bu ifadeden sonra zaten FETÖ’nün ele geçirdiği Adalet Müfettişliği kanalı kullanılacak ve hakimler hakkında önce idari sonra adli işlemler yapılıp kirli yöntemle tasfiye edilmeleri sağlanacaktı.

İlk kaçakçı teklifi kabul etmedi

Devreye o dönem FETÖ’nün süper savcısı olan firari Zekeriya Öz girdi. Ergenekon soruşturmasını ilk açan savcı olan Öz, Ergenekon ve Balyoz davaları açısından hayati önemdeki yalancı gizli tanık aramaya başladı. Önce ABD›nin de eroin baronları listesinde olan ve “baronların baronu” olarak bilinen Cumhur Yakut›un yakın akrabası İslam Yakut gizli tanık yapılmak istendi. Dönemin savcısı Zekeriya Öz›ün yönlendirmesiyle FETÖ mensubu bir avukat Silivri Cezaevi 4 numaralı odada yatan İslam Yakut ile özel bir görüşme yaptı. Avukat o görüşmede FETÖ’nün teklifini eroin kaçakçısı İslam Yakut’a iletti: “Hakim Zafer Başkurt’un görevden alınması için aleyhine ifade ver, 2 milyon doları alıp serbest kal.” İslam Yakut bu teklifi kabul etmedi. Neden kabul etmediği bilinmiyor ama bu kararı onun başının daha çok belaya girmesine yetti. İsimsiz ihbar mektupları hem cezaevi yönetimine hem de savcılıklara gönderilmeye başlandı. Bu mektuplarda İslam Yakut’un hakimlere 2 milyon euro rüşvet verdiği ve bunun karşılığında serbest kalma sözü aldığı iddia edildi. Böylece Yakut hakkında karar vermek üzere olan Yargıtay 10. Ceza Dairesi üyeleri de psikolojik baskı altına alındı.

Fetö Zindashti’yi keşfederYalancı gizli tanık bulma operasyonunun ilk ayağı başarısızlıkla sonuçlanınca Zekeriya Öz işi bizzat kendisi yürütmeye karar verdi. Yeni teklif, Maltepe Cezaevi’ne giden Öz tarafından İranlı eroin baronu Naji Sherifi Zindashti’ye yapıldı. Bu noktada Zindashti’yi biraz tanımakta yarar var. İran’da hakkında idam kararı verilen Zindashti, Kemal Sherfi Seydani isimli akrabasının kimlik ve pasaportundaki fotoğrafı kendi fotoğrafıyla değiştirerek Türkiye’ye kaçtı. Ancak küresel çaptaki uyuşturucu ticaretine artık Türkiye merkezli devam etti. Dünyanın en ünlü baronlarıyla çalıştı. Yakalanıp hapse atıldı. Zekeriya Öz onu hapisten çıkaracak teklifi yapıyordu. Teklifi hiç düşünmeden aynı gün kabul etti. Öz’ün daha önce hazırladığı iftiralarla dolu ifade metninin altına parmak basarak Ergenekon’un gizli tanığı oldu. O ifadelerin ardından Tacettin isimli Adalet Bakanlığı müfettişinin hazırladığı ön raporla Balyoz Davasının görüldüğü İstanbul Özel Yetkili10. Ağır Ceza Hakimi Zafer Başkurt ile 14. Ağır Ceza Hakimi Erkan Canak önce özel yetkileri alınarak sürgün edildi daha sonra basın manipülasyonuyla itibarsızlaştırılıp meslekten atıldı. Zekeriya Öz bu ifadeyi aldıktan sonra Zindashti iki hakim Rüstem Eryılmaz ve Resul Çakır tarafından tahliye edildi. Daha sonra Hrant Dink davasında “örgüt yok” kararı verecek olan hakim Rüstem Eryılmaz 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklandı. Resul Çakır ise tutuklanacağını anlayarak yurtdışına kaçtı.
Büyük baron 40 milyon Euro himmet verdi

Zindashti cezaevinden çıktıktan sonra İran’dan getirdiği eroini Türkiye üzerinden Avrupa’ya kaçırmaya devam etti. Bu trafiğin sorunsuz yapılması için FETÖ’ye “himmet” de ödüyordu. Hem Zindashti büyük baronların işini görüyor hem de FETÖ maddi kazanç sağlıyordu. Herkesin kazandığı temiz bir ticaret! Bu ticaretin bir ucu da dünya eroin kaçakçılığının en etkili 10 isminden biri olan büyük baron Urfi Çetinkaya’ya da dayanıyor. Zindashti, birçok kez Çetinkaya’nın da “malını” Yunanistan’a kaçırdı. Bir süre sonra FETÖ ile Çetinkaya ilişkisi milyonlarca Euro değerinde bir menfaat ağı oluşturdu. Bu ağın odağında da Zekeriya Öz bulunuyor. İstanbul 3. Havalimanı projesinin yürütüldüğü alanda havalimanıyla bağlantılı yeni konut ve ticaret merkezleri projesi de yürütülüyor. Zekeriya Öz, FETÖ mensubu İstanbul tapu müdürlüğü ve imar görevlileriyle Çetinkaya’yı irtibatlandırarak Çetinkaya’nın yeni şehir projesini içine alan Yeniköy, Tayakadın, Baklalı, Hadımköy ve Boyalık bölgelerinden büyük arazileri Çetinkaya’ya kazandırdı. Hatta emniyet tespitlerine göre bir kısım tapu ve imar görevlileri Çetinkaya’nın yanına giderek laptop bilgisayarlarla Çetinkaya’ya slayt sunumu da yaptı. Çok büyük bir rant sağlayan Çetinkaya, bu hizmetin karşılığında FETÖ’ye tam 40 milyon Euro hibe etti. Zekeriya Öz de örgüte böyle yüklü bir para kazandırdığı için taltif edilerek örgütün yargı ayağının bir numarası haline getirildi. O araziler resmiyette Çetinkaya’nın kardeşi ve birinci derece akrabaları üzerine yapıldı. Zekeriya Öz FETÖ adına küçük işler de yaptı. Zindahsti’nin 50 kg eroinle yakalanan yeğenini 2012’de 500 bin Euro karşılığında serbest bırakması, 35 kg eroin yakalatan Nihat Aşan’ı himmet karşılığında salıvermesi, uyuşturucu kaçakçısı Metin Yer’e silah ruhsatı aldırması bu küçük işlerden bazıları. Tabi en büyük para Avrupa’ya eroin sevkiyatı yapan Zindashti’nin “himmetinden” geldi. Ta ki, 2014’e kadar. O dönem büyük baronlar Zindashti için infaz kararı almıştı. Peki neden?

Baronlar birbirine girdi

2014’te Zindashti, Pakistanlı ortağı Shadid Ahmed ile birlikte İran’dan Avrupa’ya yaklaşık 5 ton eroin sevkiyatı yaparken eroini taşıyan geminin Mısır açıklarında battığını söyledi. Bu eroinin 2.200 kg›ı Urfi Çetinkaya’ya aitti ve Çetinkaya geminin battığına hiçbir zaman inanmadı. Yıllarca uyuşturucu dosyalarına bakan bir avukatın, “Bu piyasadaki herkes bilir; kimse Urfi’nin parasını yiyemez” sözlerini karşılar gibi Çetinkaya Zindashti’ye 25 milyon Euro ceza kesti.

FETÖ’nün uluslararası uyuşturucu şebekesi çökertildi

Uyuşturucuyla mücadele kapsamında operasyonlarına aralıksız devam eden narkotik ekipleri, çalışmalarında terör örgütü PKK’nın yanı sıra FETÖ üyelerince kurulmuş uyuşturucu şebekelerini de çökertti.Dubai, Gaziantep, Kayseri, Malatya ve Erzurum’da gerçekleştirilen 5 ayrı uyuşturucu operasyonunda FETÖ üyesi 24 şüpheli gözaltına alındı. Firari 2 şüphelinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi. Operasyonlarda 800 bin captagon, 252 kilogram kokain ile 5 kilogram esrar ile 226 kök Hint keneviri bitkisi ele geçirildi.Gaziantep-Dubai-Suudi Arabistan arasında uyuşturucu trafiğiYaklaşık 2 yıl önce elde ettiği istihbarat doğrultusunda çalışma başlatan Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığı, teknik ve fiziki takibin ardından FETÖ üyelerince PKK ile işbirliği yapılarak kurulan Gaziantep-Suudi Arabistan-Dubai arasındaki uyuşturucu trafiğini tespit etti. Bunun üzerine İbrahim I. tarafından kurulan ve Gaziantep merkezli olarak faaliyet gösteren şebekenin çökertilmesi için düğmeye basıldı.Dubai’deki emniyet birimleriyle düzenlenen ortak operasyonda, 25 milyon lira değerinde 800 bin captagon ele geçirilirken, İbrahim I. ve beraberindeki 2 kişi yakalandı. Türkiye’de aynı soruşturma kapsamında devam eden operasyonlarda ise gözaltına alınan 8 şüpheli sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Aynı zamanda PKK/KCK üyesi çıktılarÖrgüt üyelerinin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda, FETÖ/PDY ve PKK/KCK’ya ait çok sayıda örgütsel doküman ile 5 tabanca ele geçirildi.Devam eden çalışmalar sonucunda örgüt lideri ve üyelerinin, FETÖ/PDY’nin yanı sıra PKK/KCK üyesi oldukları, FETÖ/PDY’nin yayın organı olan Dünya TV’nin kurucusu ve TUSKON üyesi oldukları tespit edildi. Şüphelilerin ayrıca, Kobani olaylarında polise ve halka karşı silahlı eylemlerde bulundukları ve çocuklarının FETÖ/PDY’ye ait okullarda eğitim gördüğü, bu okullara “himmet” adı altında düzenli para transferi yapıldığı belirlendi.FETÖ’nün gizli hazinesi FETÖ’nün finansal destek davası başladı

Ortağını infaz etti2014’ün ilk yarısında yine Zindashti ile Shadid Ahmed’in sevkiyatını yaptığı ve büyük baronlara ait 1100 kg eroin ABD’ye bağlı Uluslararası Uyuşturucu Dairesi (DEA) ile Yunan polisinin ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonla ele geçirildi. Bu “malın” 2500 kg olması gerekiyordu. 1 ton eroinin nerede olduğunu araştıran Zindashti, ortağı Shadid Ahmed’in eroinin bu kısmını kendisinden habersiz olarak başka bir gemiye koyduğunu tespit etti. Güvenlik birimlerine göre Zindashti bu ihaneti affetmeyerek ortağını infaz etti ve cesedini denize attı. Sorgu sırasında eroinin yerini de öğrenen Zindashti, adresi DEA’ya ihbar ederek para ödülü kazandı. Kendisini temize çıkarmak için, Urfi Çetinkaya’ya Mısır’da gemiyle birlikte battığını iddia ettiği 5 ton eroini Shadid Ahmed’in çaldığını öne sürerek ihaneti cezalandırdığını iddia etti. Tabi Çetinkaya buna da inanmadı ve Zindashti hakkında infaz kararı çıkardı.
FETÖ Zindashti’yi gözden çıkardı

Türkiye›de FETÖ kalkanıyla korunan Zindashti’yi infaz etmek için önce örgüte gidildi. FETÖ kendisine 40 milyon Euro kazandıran Çetinkaya’nın ricasını kırmadı ve Zindashti’yi gözden çıkardı. Bundan sonrası Emniyet raporuna şu şekilde yansıyor: FETÖ’nün bu armağanı üzerine Çetinkaya cephesi infaz hazırlıklarına da başladı. Zindashti’yi infaz edecek tetikçileri Çetinkaya’nın yakın dostu ve hemşehrisi Ali Gonzari ayarladı. Gonzari’nin oğlu cinayeti işleyecek gruba Zindashti’nin Büyükçekmece Pelikan Sitesinde bulunan evi ve arabasını gösterdi. Ancak cinayet günü Zindashti yerine yanlışlıkla kızı Arzu Sherifi Zindashti ve Zindashti’nin ortağı Ekrem Öztunç’un yakını Devrim Öztunç öldürüldü. Başarısız infaz girişiminden sonra eroin baronları FETÖ bağlantılarını kullanarak cinayeti perdeledi. Olay ardından alakalı bir delil olmadığına yönelik fezlekeler hazırlandı. Bu cinayetin ardından 2014 Aralık ayında Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar infaz edildi. Bu cinayeti işleyen tetikçilere istihbarat ve yer tespiti de Çetinkaya’nın adamı ve Zindashti cinayetinin organizatörü Ali Gonzari ve oğlu tarafından temin edildi. Şahıs gözaltına alınmasına rağmen emniyet içindeki FETÖ uzantıları tarafından ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Bu cinayetlerin dosyasını yeniden raftan indiren polis Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na çok sayıda rapor gönderdi. O raporlarda bu cinayetlerin ardından yürütülen tahkikatın maksatlı yapıldığı ve cinayet suçlamasıyla tutuklanan Orhan Ünğan›ın cinayeti işlememiş olabileceğini yüksek bir ihtimal olduğunu belirtti.

Kendi muhbirlerine sattırdılar

FETÖ’nün uyuşturucu trafiğinden çok büyük bir gelir elde ettiğini belirten güvenlik kaynakları bu rantın 15 Temmuz darbe girişimine kadar sürdüğünü belirtiyor. İran ve Irak sınırında yüksek rütbeli subaylar kanalıyla yürütülen bu sevkiyat şehirde polis marifetiyle yapılıyordu. FETÖ’nün meslekten ihraç ettiği narkotik komiseri Fatih Mehmet Çolak, örgütün uyuşturucu mafyası gibi hareket ettiğini ve bunu kamu gücünü kullanarak yaptığını ifade etti. FETÖ-uyuşturucu baronları arasındaki ilişkiyi yıllar önce gördüğü için hakkında uydurma suçlarla hapis cezası verilen Çolak, «FETÖ’cü narkotik polisleri ele geçirdikleri uyuşturucuları kendi tanıdığı muhbirler kanalıyla sattırarak hem bu piyasanın bir kısmını ellerinde tuttu hem de örgüte maddi kaynak sağladılar” dedi.

Gerçek Hayat Dergisi’nin tüm dosya yazılarını ve haberlerini takip etmek için gercekhayat.com.tr adresini ziyaret edin.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ