FETÖ’cüler ve PKK’lılar gibi alıp getiririz

‘Çetecileri de FETÖ’cüler PKK’lılar gibi getiririz’ Başkan Erdoğan, yalan ve iftiraların siyasete taşınmasında hedefin İçişleri Bakanı değil Türkiye olduğunu belirterek, ‘Bu yöntemi FETÖ kullanmıştı. Bakanımızın yanındayız. Suç örgütü mensuplarını, FETÖ’cüler, PKK’lılar gibi alıp adalete teslim edeceğiz’ dedi.

FETÖ’cüler ve PKK’lılar gibi alıp getiririz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında gündemdeki konuları özetle şöyle değerlendirdi:

BAKANIMIZIN YANINDAYIZ

“Geçmişte siyaseti ve toplum hayatını yönetecek, yönlendirecek derecede etki sahibi olan suç örgütlerini 19 yıl boyunca ellerindeki tüm imkanları alarak birer birer çökerttik. Bir dönem cafcaflı lakaplarla anılan sözde babaların racon kestiği Türkiye’yi, hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik. Ama ülkede mikserler var. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alan saldırıların gerisinde, Türkiye’de sağlanan huzur ve güven ikliminden duyulan bir rahatsızlık var. Terör örgütleri gibi suç örgütleriyle mücadelesinde de İçişleri Bakanımızın yanında olduk, yanındayız ve yanında olacağız. Suç çetelerinin mensuplarını, dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar takip ettik. Tıpkı FETÖ’cüler, PKK’lılar gibi, bu suçluları da Türkiye’ye getirip yargıya teslim edene kadar peşlerini bırakmayacağız.”

HEDEF GÜÇLÜ TÜRKİYE

“Hedefin İçişleri Bakanımız değil büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası gayretleri olduğunu anlamak için kullanılan araçlara ve onları kullananların siluetlerine bakmak yeterlidir. Ülkemizde yıllarca bakanlık, başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapmış, partimizin genel başkanlığını yürütmüş Binali Yıldırım arkadaşımızın da oğlu üzerinden hedefe alınması, asıl niyeti gösteren bir başka işarettir. Şimdiye kadar nasıl şahsımız, partimiz ve çalışma arkadaşlarımız üzerinden ülkemize yönelik hiçbir saldırıya eyvallah etmediysek, bu tezgahı da Allah’ın izniyle bozacağız. Bay Kemal, Bayan Meral size buradan ekmek çıkmaz.

Suç örgütü mensuplarının yalanlarına ve iftiralarına karşı gereken cevaplar muhatapları tarafından verildi. Bununla kalınmamış, tarafların başvuruları üzerine Ankara ve İstanbul Anadolu Yakası Başsavcılıkları da gereken tahkikatlara başlamıştır. Hiçbir iddia ortada bırakılmayacak, tüm yalanlar, iftiralar ortaya dökülecektir. Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

SEÇİM SUFLESİ DIŞARIDAN

“Eski Türkiye’nin hastalığı olan siyaseti ve toplumu, suç çeteleri, terör örgütleri, medya mecraları, uluslararası kuruluşlar eliyle düzenleme gayretleri yeniden hız kazandı. Bu yöntemi FETÖ de kullanmıştır. Gezi olaylarından beri ülkemize yönelik saldırılarda kullanılan araçları birer birer devre dışı bıraktıkça, yenileriyle karşımıza çıkıyorlar. Aylar boyunca Meclis’teki grup toplantılarını FETÖ’nün kasetlerine tahsis edenler, 15 Temmuz’a da ‘tiyatro’ diyerek kendilerine verilen senaryoya sadık kalmıştı. Bu defa da ülkemizi, suç örgütleri üzerinden hem içeride hem uluslararası alanda kıskaca almak ve bundan siyasi sonuçlar üretmek peşindeler. Ortada makul sebep olmadığı halde erken seçim teranesi tutturanların, sufleyi nereden aldıkları açıktır. Boşuna uğraşmayın. Seçim Haziran 2023’tür. Tabii, dışarıdan ve içeriden kendilerine verilen gazı fazla kaçırıp ‘seçimle veya seçimsiz iktidar’ sözü edenleri de unutmamak gerekiyor.

Bu yolculukta AK Parti, Cumhur İttifakı ile birlikte inşallah ülkemizin geleceğini nakış nakış işleyecektir. Milletimiz, vesayet güçleri, PKK, FETÖ, DEAŞ, ekonomik tetikçiler gibi, bugünkü operasyon aygıtlarına da hak ettiği dersi verecektir. Biz doğru olalım, eğri zaten belasını bulur. İşgalcilere de darbecilere de eyvallah etmeyen Türkiye, bu oyunu da bozacaktır.”

İnsansız savaş uçağı da yapacağız

AB ve NATO üyesi Polonya’ya 24 adet yerli ve milli SİHA satışına da değinen Erdoğan, tarihi bir hatırlatma yaptı. Erdoğan, 1934’te Hatay meselesi nedeniyle Türkiye’ye uçak satılmadığını ve Polonya’dan uçak alındığını, Sovyetler işgali sonrası ülkelerini terk etmek zorunda kalan Polonyalı mühendislerin uçak üretimi için yaptıkları başvurunun, dönemin Milli Savunma Bakanlığı’nca reddedildiğini, 1949’da THK ile İTÜ’nün Polonyalıların katkılarıyla uçak üretmesinin, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı tarafından ‘Amerika bedava verecek’ diye engellendiğini, THK uçak fabrikasında çocuk karyolası, dikiş kutusu üretildiğini anlattı.

Erdoğan, “Türkiye, işte bu ihanetlerden yaklaşık 70 yıl sonra, bu kez ‘üretici’ olarak Polonya’ya insansız hava araçları satmıştır. Halen Türkiye ile birlikte dört ülkede 180 Bayraktar insansız hava aracımız görevde. İHA’larımızın başarıları savaş stratejilerinin yeniden yazılmasını gerektirecek sonuçlara yol açtı. Bir üst versiyon olan Akıncı ile bu tablo çok daha sarsıcı şekilde değişecek. Amacımız, tamamen yapay zeka ile kontrol edilen insansız savaş uçağına ilk kavuşan ülkelerden biri olmaktır. Böylece dünyanın peşinde koştuğu beşinci nesil savaş uçaklarının da ötesinde bir seviyeye ulaşacağız. Geliştirmeye başladığımız insansız savaş uçağımızı, inşallah 2023 yılında semalarımızda uçurmayı planlıyoruz. Sadece araç, gereç değil artık mühimmatımızı da kendimiz üretir hale geldik. Kim ne verir diye bir derdimiz yok. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı bunun en güzel örneğidir. Bu adımlarımızın iftiralarla, yalanlarla ve sansasyonel operasyonlarla kesilmeye çalışılması, doğru yönde ilerlediğimizin işaretidir. Allah’ın emrinden başka emir, milletimizin iradesinden başka irade tanımayız.”

RİZELİLER AKŞENER’E DERS VERDİ

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, protesto edildiği Rize ziyaretine de değinen Erdoğan, Akşener’in eşinin Rizeli olmasına atfen ‘gelin hanım’ ifadesini kullanarak, şöyle dedi: “Gelin hanım beni Netanyahu’nun yanına koyuyor ve ardından da memleketim Rize’ye gidiyor. İkizdere yetmiyor, bir de Çayeli’ne gidiyor. Gelin hanıma Rize’de ileri gitmeden, edebini, adabını koruyarak gayet güzel bir ders veriliyor. Burası Rize. Sen kalkıp Rize’nin uşağını Netanyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya koyarsan, yapılacak olan budur. Ondan sonra Trabzon’a gitmeye kalktı, hiç meydana çıkmadan, hemen uçağa geçip Ankara’ya döndü. Biz bu ülkede saygıya dayalı bir siyasetin oturmasını istedik.”

CHP GENEL MERKEZİ TACİZCİ İŞGALİNDE

“Her dönemde olduğu gibi bugün de, yürütülen iftira ve yalan kampanyalarının esas amacı, milletin güvenlik ve adalet hassasiyetini kullanarak, iktidar yolunu zahmetsizce ve maliyetsizce açabilmektir. Ülkemizde, maalesef, dün vesayet güçlerinden, terör örgütlerinden, kirli ekonomik aktörlerden, bugün suç çetelerinden medet umacak kadar çapsız, sığ, ilkesiz, ufuksuz bir muhalefet anlayışı vardır. Kendini kullandırmaya, ülke düşmanlarının değirmenine su taşımaya, milletin umutlarını küçük hesaplarına meze etmeye bu kadar gönüllü bir muhalefetin olduğu yerde, terör örgütlerine de, çetelere de gün doğuyor. Kifayetsiz muhterislerin tek yaptıkları, kendi içlerindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık hadiselerini örtmek için, kürsülerden cevapları belgeleriyle defalarca verilmiş yalanları, iftiraları tekrarlamaktan ibarettir. CHP genel merkezi tacizcilerin, tecavüzcülerin, hırsızların, terör örgütlerinin siyasi uzantılarının, milletimizin değerlerine savaş açmış marjinallerin ve onları koruyanların işgali altındadır. CHP genel merkezi suç örgütlerine payandalık ve piyonluk yapanların işgali altındadır. Millet ittifakı adı altında CHP yönetimiyle yol yürüyen herkes de bu utanç tablosunun ortağıdır. CHP’ye oy veren vatandaşlarımın da, bu tablolardan rahatsız olduğuna yürekten inanıyorum.”

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ