Çocuklarda yürüme güçlüğü romatizma olabilir

Çocuklarda kontrol altına alınamayan ateş, yürüme güçlüğü, eklem hasarı gibi bulguların tüm organları etkilediği belirtilerek, romatizmal çocuk hastalıklarının kronik şekillerinin daha çok nadir hastalık olarak karşımıza çıktığı bildirildi.

Çocuklarda yürüme güçlüğü romatizma olabilir

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, “28 Şubat Nadir Hastalıklar Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, toplumda görülme sıklığı düşük olan hastalıkların “nadir hastalık” olarak tanımlandığını belirtti.

Dünyada yaklaşık 4-5 bin dolayında nadir hastalık olduğunu ifade eden Kasapçopur, “Özellikle çocukluk çağında ortaya çıkan nadir hastalıklar çok farklı bulgular veriyor ve bu bulgulardan çok önemli veriler elde edilebiliyor” diye konuştu. Kasapçopur, nadir hastalıklarda da erken tanının önemli olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
”Erken tanı ve tedavinin etkin bir merkezde yapılması bu hastalıkların oluşturabileceği hasarı önleme açısından çok önemli. Bu nedenle hastalıkların aktif dönemdeyken kontrol altına alınması çok önem arz ediyor. Mesela çocukların kontrol altına alınamayan ateşleri, deri döküntüleri, yürüme güçlükleri, eklem hasarları gibi bulgular tüm organları etkileyerek karşımıza gelebiliyor. Bunları kontrol altına alamadığınız zaman organlarda kalıcı hasar oluşuyor.”
Behçet hastalığı gözleri vuruyor

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Yalçındağ, yaptığı açıklamada, Behçet hastalığının nadir görüldüğünü ve vücutta birçok sistemi tuttuğunu söyledi.Behçet hastalığının, ağızda aft, genital ülser, deri bulguları ve gözün iltihaplanması (üveit) gibi sorunlara yol açan bir sendrom olduğunu belirten Yalçındağ, hastalığın en sık Türkiye, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinde görüldüğünü ifade etti. Yalçındağ, “Hastalığın görülme sıklığı Japonya’da on binde bir iken bu oran Türkiye’de on binde 42’dir. En sık 30-40 yaşlarında görülmektedir. Genç nüfusu etkilemesi nedeniyle önemli bir hastalıktır” dedi.Tek gözde başlayan göz tulumu iki gözü de vuruyorYalçındağ, Behçet hastalığının gözde iltihaplanma, tekrarlayan ataklar ve iyileşme dönemleriyle seyreden göz içi iltihaba neden olduğuna dikkati çekerek, “Behçet hastalığında göz tutulumu, klinik çalışmalarda yüzde 50-70, hastalığın görülme sıklığı ve etkenlerini ortaya koyan epidemiyolojik çalışmalarda yüzde 20 civarında bildirilmektedir. Tek gözde başlasa bile genellikle her iki gözü etkiler” diye konuştu. Erkekler de daha sık görülüyorGöz tutulumunun cinsiyetler arasında farklılık gösterdiğinin altını çizen Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü:”Erkeklerde göz tutulumu kadınlardan daha sıktır ve daha ağır seyreder. Erkek hastaların yaklaşık olarak üçte ikisinde göz tutulumu meydana gelir. Göz tutulumu genellikle hastalık başlangıcından sonraki 2-4 yıl içinde meydana gelir. Ancak Behçet hastalığı tanısı bazen göz hastalığının başlamasıyla birlikte konulur. Bunun sebebi daha önceden mevcut olan ağızda aft gibi bulguların hastalar tarafından önemsenmeyerek hekime başvurulmamasından kaynaklanmaktadır. Behçet hastalığında, iltihabi bulgular ani olarak başlar, iyileşir ve tekrar nükseder. Ancak bu atakların her biri gözde az ya da çok bir hasar bırakabilir ve görmeyi tehdit eden komplikasyonlar gelişebilir.” Nilüfer Yalçındağ, hastaların genellikle gözde kızarıklık, bulanık görme veya görme kaybı, uçuşma, gözde ve göz çevresinde ağrı şikayetleri ile başvurduğunu anlatarak, gözün arka kısmını tutan iltihapta ise gözde kızarıklık olmadan ağrısız görme azalması ve uçuşma meydana geldiğini söyledi.Akdeniz ateşi ve Behçet hastalıkları için yerli ilaç 6 ayda bir göz muayenesi şartBehçet hastalarının gözünden şikayeti olmasa dahi 6 ayda bir göz muayenesi yaptırması tavsiyesinde bulunan Yalçındağ, tedavi sürecine ilişkin şu bilgileri verdi:”Hastalık birçok sistemi tuttuğu için diğer tutulum yerlerine göre ilgili branş hekimlerinin de görüşü alınarak tedavi ortak olarak belirlenmelidir. Üveitin tutulumun yeri ve ağırlığına göre damla, enjeksiyon veya sistemik tedavi yöntemleri uygulanır.Üveitli hastalarda iltihap belirtilerinin hızlı bir şekilde baskılanması ve kalıcı yapısal değişikliklerin oluşmasının önlenmesi için tedavinin derhal başlaması gerekir. Tedavinin bir diğer amacı da atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak ve sonuçta hastanın görme yetisini korumaktır. Çünkü göz hastalığının ciddi ve hasar bırakacak tarzda seyredeceğinin en önemli işareti atakların sık görülmesi ve ağır seyretmesidir. Bu nedenle, tedavinin uzun süreli ve yakın takip altında olması zorunludur. İlaçların sistemik yan etkileri açısından hastaların takibinde romatologlarla iş birliği yapılmalıdır.”Prof. Dr. Yalçındağ, stres, aşırı yorgunluk, ateşli hastalıkların, sinüzit ve diş absesi gibi enfeksiyonların da göz iltihabı ataklarına neden olabileceği uyarısında bulunarak, tedavi edilmeyen göz iltihabı atakları sonucunda, gözün özellikle arka tabakalarında meydana gelen hasar nedeniyle kalıcı görme kayıpları oluşabileceğini kaydetti.Sağlık Bakanlığı nadir hastalıklar için harekete geçti

Nadir hastalıklar çocuk romatizmasıyla ilgili

Nadir hastalıkların önemli bir kısmının çocuk romatizmasıyla ilgili hastalıklar olduğunu vurgulayan Kasapçopur, ”Özellikle romatizmal çocuk hastalıklarının kronik şekilleri daha çok nadir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Bunlara romatolojik hastalık olan Jüvenil Idyopatik Artrit, Ailesel Akdeniz Ateşi ve yineleyen ateşe eşlik eden döküntülerin yer aldığı önemli bir hastalık olan Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom örnek olarak verilebilir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de etkilenen insan sayısı 4-5 milyon

Bu hastalıkların belirtisi ve tanılandırma sürecinin oldukça zor olduğunu vurgulayarak, ailelerin şüphelendikleri anda doktora başvurmasının önemine değinen Kasapçopur, şunları anlattı:

“Aileler romatizmal hastalıkların yaşlılık hastalığı olduğunu sanıyor ancak çocuklarda da romatizmal hastalıklar görülebiliyor. Çocuklarda romatizma erişkinlerden çok daha ağır seyrediyor. Çok daha aktif bulgularla gidiyor. Çok daha ciddi eklem etkilenmeleri, daha ciddi sakatlıklarla gidebiliyor. Ailelerin bunun farkına varması, çocuk hekimlerine başvurması çok önemli. Ne yazık ki çocuklarda da romatizma oluyor. Bu da nadir görülen hastalıklara neden oluyor. Ülkemizde birçok yerde çocuk romatoloji merkezleri var. Onlar tarafından hastaların sağlıklı şekilde takip edilmesi çok önemli.”

Akdeniz ateşi ve Behçet hastalıkları için yerli ilaç

Hükümetin ilaç sanayisine Ar-Ge desteği verilmesi stratejisi kapsamında Türk yerli ilaç sanayi, ülkede görülme sıklığı yüksek “ailevi Akdeniz ateşi” ile nadir görülen “Behçet hastalığı” tedavisinde kullanılmak amacıyla ilk yerli ilaç üretimi için molekül üzerinde çalışıyor. Çalışmalar tamamlandığında, ilaç harcamaları içinde önemli yer tutan iki hastalıkla ilgili ilaç maliyetlerinde düşüş hedefleniyor.Yerli ilaç firmalarından TR-Pharm Genel Müdürü Mehmet Göker, araştırma ve geliştirmeye yönelik teşviklerin alanı hareketlendirdiğini ve girişimleri artırdığını söyledi. Göker, yerli ilaç sanayi olarak öncelikle Türkiye ve bölgesindeki ülkeler arasında en sık görülen hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere yeni molekül geliştirilmesi için klinik çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.Behçet hastalığı için molekül geliştirildiBu kapsamda Türk doktor Hulusi Behçet tarafından tanımlanarak literatüre giren Behçet hastalığının tedavisinde kullanılmak üzere bir molekül geliştirildiğini söyleyen Göker, “Behçet hastalığının tedavisi için yeni ilaç geliştirilecek. Yani, adını bir Türk bilim insanından alan Behçet hastalığının tedavisi, faz çalışmalarının tamamlanması ve molekülün ilaca dönüşmesi halinde yine Türklerin elinden olacak. Bu, Türkiye için bir gurur kaynağıdır.” dedi.Göker, söz konusu molekülle ilgili çalışmaların Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma- Uygulama Merkezi (ARGEFAR) ile birlikte hayvanlar üzerinde yapılan denemelerin ardından bir sonraki aşama olan sağlıklı insanlar üzerinde deneme aşamasına getirildiğini belirtti.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ