ABD’de taşranın Trump zaferi

‘Amerika’yı tekrar büyük yapacağız’ sloganıyla sürpriz bir şekilde zafere giden Trump’ın kazanmasındaki en büyük neden mavi yakalı taşralıların olduğu ortaya çıktı. ​Seçimlerde kritik merkezlerden olan Pensilvanya, Michigan ve Wisconsin’un mavi yakalı seçmen kitlesi Trump’ın zaferinde kilit rol oynadı.

ABD’de taşranın Trump zaferi

İngiltere’de Brexit zaferi ile zirveye çıkan aşırı sağ söylem, Avrupa’da taşları yerinden sarstı. İngiltere’deki referandum Avrupa’daki, sağ seçmeni ve AB karşıtlığını arttırırken, Amerika’da da yansımaları kısa sürede hissedildi. Seçimlerde kritik merkezlerden olan Pensilvanya, Michigan ve Wisconsin’un mavi yakalı seçmen kitlesi Trump’ın zaferinde kilit rol oynadı.

Bundan önceki son 9 seçimi büyük bağışlar toplayan adaylar kazandı. 8 Kasım’daki seçimde ise Donald Trump, rakibi Hillary Clinton’a oranla daha az bir bağışla ve kendisine has üslubuyla zafer elde etti.
Trump’ın zaferi dengeleri değiştirdi

Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa’nın kaderini derinden etkileyebilecek olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) için görüşmeler sürüyor. Sadece ticari bir anlaşma olarak görülmeyen TTIP, “ekonomik ve siyasal bir entegrasyon” olarak değerlendiriliyor. Anlaşmanın imzalanması halinde ise dünyanın ekonomik haritasının yeniden çizileceği ifade ediliyor.Serbest ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu belirten Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi ve Avrupa’da aşırı sağın yükselişi, müzakere sürecindeki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasının önündeki en önemli engeller olarak görülüyor. Avrupa ve ABD’de ortaya çıkan yeni siyasi atmosferin anlaşmanın geleceğini nasıl etkileyeceği ise büyük bir merak konusu. Anlaşma tam netlik kazanmasa da dünya ticaretinin yüzde 40’nı doğrudan etkileyebilir. İki ülke dışındaki üçüncü ülkelerin ise ekonomisine ciddi zararlar verebilecek anlaşma, Türkiye başta olmak üzere tüm ülkeleri yakından ilgilendiriyor.Anlaşma dışındaki ülkeler zarara uğrayacak Center For Economic Policy Research (CEPR) tarafından yapılan araştırmaya göre 2027 yılına kadar Avrupa’daki GSYİH’nın 68 ile 119 milyar Euro, ABD’de ise 50 ile 95 milyar Euro arasında artması bekleniyor. Avrupa Komisyonu’nun yaptığı hesaplamalara göre ise TTIP’nin imzalanması Avrupa ekonomisini 120 milyar Euro, ABD ekonomisini ise 100 milyar Euro büyütecek. Anlaşmanın dışında kalacak olan ülkeler ise büyük kayıp yaşayacak. Örneğin, Rusya’nın kaybının 44,9 milyar dolar, Çin ekonomisinin 35,2 milyar dolar ve Hindistan ekonomisinin ise 35,3 milyar dolar zarar göreceği hesaplanıyor. Trump’ın seçilmesiyle AB üzgünAnlaşmaların küresel büyüklükteki şirketlere önemli kazançlar sağlayacağı inancındaki bazı çevreler söz konusu anlaşmaya karşı çıkıyor. ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın da anlaşma ile ilgili müzakereleri hedef alan açıklamaları AB başkentlerinde büyük bir gerilime yol açmış durumda. Trump’ın seçilmesinden sonra açıklama yapan Avrupa Birliği’nin Ticaretten Sorumlu Komiseri İsveçli Cecilia Malmström, “Büyük ihtimalle AB ile ABD arasında sürdürülen serbest ticaret anlaşması, TTIP görüşmeleri buzdolabına kalkar” dedi. Türkiye bu işin neresinde? Türkiye’nin 1995 yılında Gümrük Birliği’ne katılması ile birlikte Türkiye ile AB arasında malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımının önü açıldı. Bu durum Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimine büyük katkı sağladı. Nitekim Türkiye’nin dış ticaret alanındaki en önemli ortakları da Almanya, İngiltere ve diğer AB üyesi ülkelerden oluşuyor. Bunun en önemli sebebi ise Gümrük Birliği’nin ticaret alanında ortaya çıkardığı kolaylıklar olarak dikkat çekiyor.Ancak son dönemde AB ile ABD arasında devam eden TTIP görüşmelerinin olumlu sonuçlanması Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyebilir. Türkiye buna karşı tedbir almak için AB ve ABD ile görüşme masasında yer almak istiyor. ‘TTIP’in içinde olmak istiyoruz’ Gümrük Birliği revize edilecek Türkiye’nin bir diğer önemli talebi ise Gümrük Birliği’nin revize edilmesi. Bu amaçla Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği konusunun yeniden ele alınacağı açıklandı. Avrupa Politika Çalışmaları Merkezinde (CEPS) geçtiğimiz ay gerçekleştirilen “Türkiye: Siyasi-Ekonomik Gelişmeler ve Gümrük Birliğinin Geleceği” başlıklı toplantıya konuşmacı olarak katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Gümrük Birliği anlaşmasının revize edileceğini açıklamıştı. 2017’de görüşmeler başlayacak Zeybekci, Gümrük Birliği’nin, Türkiye’nin karar alma mekanizmasında yer alacağı, tarım, gıda hizmetler ve kamu alımları alanlarına genişletilmiş şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi. Zeybekçi bu çerçevede Gümrük Birliği’ni revize etme görüşmelerinin 2017’de başlayacağını dile getirdi.Gümrük Birliği konusunda gerçekleştirilecek kapsamlı reformlar ile Türkiye ekonomisi için yeni bir dönüm noktasının oluşturulması bekleniyor. AB-ABD görüşmeleri karşısında tedbir almak isteyen Türkiye, anlaşmanın imzalanması halinde Türk mallarının karşı karşıya kalabileceği rekabet dezavantajlarının ortadan kaldırılmasını ve Türk sanayicisinin ihtiyaç duyduğu hammadde ve yarı mamullerin daha uygun koşullarda temin edilmesini hedefliyor.Zeybekci; Tek taraflı birlik olmaz güncellenmeli Türk ekonomisini olumsuz etkilerTürkiye Gümrük Birliği üyesi olduğu için AB pazarlarını ABD şirketlerine açacak olan anlaşmanın hayata geçmesi, söz konusu şirketlerin doğrudan Türkiye pazarına girmesine de yol açacak. Bu durum Türkiye’nin ekonomisine olumsuz yansıyacağı gibi, ABD’nin büyük şirketleri ile rekabet etmek zorunda kalacak olan Türk şirketlerine de zarar verecek. Türkiye buna karşı AB ile bazı görüşmeler gerçekleştirerek söz konusu sorunların önüne geçmeye çalışıyor. Türkiye’nin politikası Son tahlilde ortaya çıkan tablo ve Türkiye’nin önündeki yol haritası şu şekilde özetlenebilir: -Seçim kampanyası ve sonrası yaptığı açıklamalarda TTIP’e karşı olduğunu açıklayan Trump’ın anlaşma ile ilgili görüşmeleri iptal etmesi durumunda Türkiye, sadece AB ile Gümrük Birliği’ni revize etmeye odaklanacak. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi Türkiye’nin en büyük hedefi olarak ön plana çıkıyor. -Eğer Trump döneminde de serbest ticaret anlaşmasının müzakereleri devam ederse, Türkiye görüşme masasında yer almaya çalışacak. Diğer üç ihtimal ise şu şekilde sıralanabilir: -Türkiye, kendisi gibi Gümrük Birliği’ne üye olan İsveç, İrlanda ve Ukrayna gibi ülkelerle koordineli hareket ederek anlaşmadan doğabilecek zararları engellemeye çalışabilir. -Türkiye, TTIP’ye paralel olarak ABD ile doğrudan görüşerek Gümrük Birliği ile uyumlu olacak olan bir serbest ticaret anlaşması imzalayabilir. -Türkiye AB’nin üçüncü taraflarla imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarına karşı yeni tedbirler alabilir.Trump’ın karşı çıktığı anlaşmaların akıbeti merak konusu Obama kötü devraldığı ekonomiyi iyi bırakacak İngiltere’nin TTIP kararı Türkiye’nin de kaderini belirleyecek

228’e karşı 279 delegeye ulaşan Cumhuriyetçi Trump, Demokrat rakibi Clinton’ı açık ara mağlup etti.

Mavi yakalı ve emekçiler kazandı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, Amerikan seçimleri sonrası , ‘Wall Street ve Hollywood kaybetti, mavi yakalılar ve emekçiler kazandı’ diyerek büyük resmi özetledi.

Trump’ın popülerliği, aşırı uç söylemleri ve sisteme yönelik getirdiği eleştirileri mavi yakalı ve muhafazakâr Amerikalı kitle tarafından büyük destek gördü. Trump’ı zafere ulaştıran mavi yakalı kesimler olurken, beyaz yakalı genç ve kadınların oluşturduğu kitle ise Clinton’ı destekleyerek kaybeden taraf oldu.

Dünya ekonomisinde dalgalanmalara sebep olan Trump’ın ‘büyük’ Amerika’sını yeni sürprizlere gebe bir halde izliyor olacağız.

Mavi yakalılarABD’de Wall Street’i İşgal Et! Eylemlerinde de gördüğümüz bu kesimler emek sınıfını oluşturuyor. Daha çok mal veya hizmet üretimi yapan bir işletmede, arazide, sahada veya üretim tezgahı başında birebir emek sarf eden ve beden gücüne dayalı işlerde çalışan kesimlerden oluşuyor. En büyük yenilgi

ABD kamuoyu şirketleri de iflas etmiş, çok büyük hata yapmıştır. Amerikan siyasi tarihindeki en büyük yenilgidir. American Wall Street ve finans şirketleri kaybetmiştir. Clinton’a şarkı söyleyen sanatçılar da kendilerine Kanada’da yer bulsunlar. 11 Eylül’ün nasıl dünya için bir tarihse 10 Kasım 2016 da sert Amerika’nın geri dönüşüdür. Trump, ‘Putin ile iyi ilişkiler kuracağım, Rusya’nın üstünlüğünü Ortadoğu’da teskin edeceğim’ dedi. Bence ABD İkinci Dünya Savaşı’ndaki yeni dünya düzeninde Rusya ile masaya oturacak. Çin, ABD’nin başlıca düşmanı olacak.”TOPAL ÖRDEK OLMAZ “ABD askeri İranlıya dayak atacak. Obama 2009’dan 2017’ye kadar başarısız bir ABD dış politikası bıraktı. Trump ilk olarak İran ve Kuzey Kore’yi tokatlayacak. Yasamada kendisine iyi bir destek var. Obama gibi topal ördek değil, uçan kartal olacak. ABD, İkinci Dünya Savaşı kodlarına dönecektir. İngiltere ile ABD ortaklığı derinleşecek. Almanya’nın yükselişinden Trump çok memnun değil. Suriye ve Irak’ta ise daha akıllı bir ABD karşımızda olacak. FETÖ’yü de büyük ihtimalle ya bize verecek ya da üçüncü bir ülkeye gönderecek.” İadeye engel çıkarmazEski AB Bakanı Prof. Dr. Beril Dedeoğlu: “Son dönemde gerilen Türk-Amerikan ilişkilerinin pozitif yönde gelişeceğini düşünüyorum. Çünkü Trump ve ekibi etnik gruplardan çok devletleri muhatap alma eğiliminde. Müttefiklerini ise kaybetmemeye çalışacak. Bu çerçevede Rusya ile ilişkilerinde tansiyonu düşüreceği için bu da Türk-Amerikan ilişkilerine pozitif yansıyacak. İran ile gerilimi artıracak. Avrupa ve İran ile bir dizi gerilim yaşanacak. FETÖ’nün iadesi konusunda da ekstra siyasi engel çıkarmayacak. Bunun siyasi pazarlık olmasını istemeyecek. Bunun üstünden Türkiye’yi yıpratacak bir diyaloga girmeyecek. Gülen’in varlığı Trump’a göre istenmeyen bir kategoride. PYD ile ilişkisini bir anda kesemez. Normalleşmesini teşvik edecektir.”Bugünkünden kötü olmazAK Parti Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun: “Trump dönemi bugünkü durumdan daha kötü olmaz. Hatta bir ölçüde daha iyi olacaktır. Ortadoğu’da Obama’nın izlediği politikalar yüzünden Türkiye-ABD ilişkileri çok zarar gördü. Trump, o politikaların bir kısmını değiştireceğini vaat etti. Irak’tan bir anda çekileceğini düşünmüyorum. ABD’nin Şiilere bakışı değişebilir. PYD-YPG ise Obama ve Clinton’ın politikasıdır. Trump’ın destek olacağını düşünmüyorum. Bir ölçüde Rusya ile iyi ilişkiler kuracaktır. Türkiye’nin sürekli dile getirdiği güvenli bölge konusuna da olumlu yaklaşıyorlar.”3 lider anlaşırSETA Koordinatör Başkan Yardımcısı Muhittin Ataman: “Rusya ile ilişkilerde bir düzelme olacağını herkes öngörüyor. Bunun temel nedenlerinden birisi Trump, Clinton ile karşılaştırıldığında oldukça kararlı bir lider. Kendisi gibi kararlı olan liderlerle daha iyi anlaşabileceği yönünde bir beklenti var. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Putin de öyle. 15 Temmuz’da verdiği tepki, FETÖ ile arasında bir mesafe olduğunu gösteriyor. Seçim kampanyası boyunca FETÖ Clinton’a yatırım yaptı. Clinton’ın bazı güçlü kesimleri FETÖ’nün ABD’deki hamiliğini yapıyorlar idi. Bu en azından himaye ortadan kalktıktan sonra FETÖ’nün iadesine varacak kadar birtakım olumlu gelişmelerin gerçekleşmesi mümkün.”Clinton’dan ürküyordumSiyaset Bilimci Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: “Clinton’ın yönetime gelmesinden çok ürküyordum. Çünkü her ne kadar onu daha iyi tanısak da, 8 senedir Ortadoğu’da yaşananların esas müsebbiblerinden biri de 2009’da dışişleri bakanı olarak kendisidir. Clinton’ın gelmesi halinde Obama’nın bıraktığı yerden Suriye ve Irak politikasını daha sert bir şekilde sürdüreceğini düşünüyordum. Bu bağlamda da zorlanacağımız aşikardı. Dolayısıyla bu sonuç Türkiye için nefes alma olabilir.”Kilit İranSiyaset Bilimci Doç. Dr. Mehmet Akif Okur: “Türk-Amerikan ilişkileri tarihin en gergin dönemlerini yaşadı Obama döneminde. Şu anda ilişkilere aracılık eden aktörlerin tamamı fonksiyonsuzlaşıyor. FETÖ, PKK gibi konularda mesafe alınabilir. İran politikası çok önemli olacak. Çünkü Suriye’den Irak’a pek çok meselede pozisyonunu İran politikası etkiliyor. İran ile nükleer müzakereler yeniden açılacak mı yoksa bu haliyle mi bırakılacak, bu kararların hepsi Ortadoğu’daki diğer meselelere sirayet edecek.”

Trump’ın çocukları danışmanları oluyor

Geçiş süreci ekibinden bir yetkili, Trump’ın çocuklarına gizli bilgilere erişim yetkisi tanınması için gereken güvenlik taramasının yapılması amacıyla başvuruda bulunduğu yönündeki haberleri reddetti.BBC Türkçe’de yer alan habere göre, ABD’de devletin üst düzey kademelerinde görev alan yetkililerin, gizli bilgilere erişiminin sağlanması için belli bir güvenlik incelemesinden geçmesi gerekiyor. ABD’de farklı erişim yetkileri bulunuyor ve bu yetkilerin her biri kişinin erişebileceği bilginin gizlilik düzeyini belirliyor.Yetkili, Trump’ın çocuklarının en üst düzeyde erişim yetkisi almak için gereken başvuru formunu doldurmadıklarını söyledi.Ivanka, Eric ve Donald Trump Jr’ın bu düzeyde bir erişim yetkisine sahip olabilmeleri için ulusal güvenlik danışmanı olarak atanmaları gerekiyor.Ancak, Trump’ın çocuklarının babalarının yönetiminde resmi bir rol üstlenip üstlenmeyeceği henüz netlik kazanmış değil.Trump’ın çocukları devlette görev alacak mı?Erişim izniyle ilgili haberlerin çıkmasından kısa bir süre önce, Trump, üç çocuğu ile kızı Ivanka Trump’ın kocası Jared Kushner’ın başkanlığa geçiş ekibinde görev yapacaklarını açıklamıştı.Ivanka Trump ve kocası, seçim kampanyası döneminde Cumhuriyetçi adayın en önemli danışmanları arasında yer alıyordu.Bu tarz atamalar, Trump’ın çocuklarının giderek büyüyen şirketler topluluğunun başına geçtikleri zaman olası çıkar çatışmalarının da yaşanabileceğine işaret ediyor.Kennedy’nin öldürülmesinin ardından görevi devralan Johnson, ticari mallarını kayyuma devretmeye karar verdi.Johnson ve eşi Lady Bird, Teksas’ın Austin kentinde KTBC adında bir televizyon kanalının sahibiydi ve bu kanalı satmak zorunda kalmadan düzenleyici kurumlarla olası sorunları engellemek istedi.1978 yılında, Devlette Etik Yasası, kayyumla ilgili düzenlemelere yasal bir çerçeve kazandırdı ancak başkanların bu yol başvurmasını tamamen gönüllülük esasına dayandırdı.Trump, malvarlığıyla ilgili kaygıların ortaya çıktığı ilk ABD başkan ya da başkan yardımcısı adayı değil.Başkan Yardımcısı Dick Cheney, 2000 yılında George W. Bush’un ekibine katılmadan önce ABD petrol şirketi Halliburton’dan aldığı 34 milyon dolarlık hisse opsiyonundan dolayı yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu.Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney ve Trump’ın Demokrat rakibi Hillary Clinton’ın da aday oldukları zaman önemli miktarda gayrimenkul, hisse ve yatırım fonuna sahipti.Ancak daha önceki adayların aksine, Trump’ın malvarlığı, büyük oranda kendi kişisel markasına dayanıyor. Trump’ın başkanlığı sırasında çocukları da şirketleri yönetebilir mi?Trump, defalarca şirketlerinin yönetimini en büyük üç çocuğuna bırakacağını söyledi.Ancak malvarlığının yönetimini Ivanka, Eric ve Donald Jr’a bırakmak, kayyuma devretmek gibi olmayacak. Zira, Trump’ın da dediği gibi, malvarlığını yöneten kişilerle doğrudan temas halinde ve varlıklarının gidişatıyla ilgili bilgi sahibi olacak.Bu durumda da siyasi kararlarının kendi ticari faaliyetlerine dayandığı yönünde eleştirilerin yapılması muhtemel görünüyor.Ve bu en büyük çocuklarından biri ya da üçü birden, erişim yetkisi gerektiren gayriresmi danışmanlık gibi yüksek düzeyde bir yere getirilmeleri halinde, Trump’ın çıkar çatışması da daha önce görülmemiş boyutlara ulaşacak.Gözler kilit kadroda


Trump’tan ilk darbe BM’ye

ABD’de başkan seçilen Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın ilk 100 günlük vaatlerini içeren metin yayınlandı.Trump tarafından imzalanan ve www.donaldjtrump.com adresinde yayınlanan metinde yasa dışı sabıkalı göçmenlerin iadesi, ABD Başkanı Barack Obama’nın onayladığı anayasaya aykırı memorandumların ve başkanlık emirlerinin iptalinin yanı sıra yabancı lobilerin ABD seçimlerine para aktarmasının tamamen yasaklanması maddeleri dikkati çekiyor.İklim değişikliği anlaşmalarına giden para iptal edilecekABD’de işçilerin korunması amacıyla alınacak yedi tedbir arasında, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) yeniden müzakere edilmesi ya da anlaşmadan çekilme niyetine değiniliyor. Trump’ın icraat metninde ayrıca, ABD ile Pasifik ülkelerinden bazıları arasında serbest ticaret yapılabilmesi için uzun dönemdir üzerinde çalışılan Trans-Pasifik Ortaklık’tan (TPP) çekilme planına işaret ediliyor.Seçim kampanyası sürecinde zaman zaman iklim değişikliğiyle ilgili yaptığı açıklamalarla gündeme gelen Trump, 100 günlük icraat takviminde BM iklim değişikliği anlaşmalarına da yer verdi.Trump, BM iklim değişikliği anlaşmalarına aktarılan milyarlarca dolarlık ödemeyi iptal edeceğini, bu parayı, ABD’nin su ve çevre altyapıları için kullanacağını belirtiyor.Sabıkalı göçmeni kabul etmeyen ülkeye vize yokMetinde yer alan güvenliğin ve hukukun üstünlüğünün tesisi için amaçlanan beş eylem planı arasında ise ABD Başkanı Barack Obama’nın onayladığı “anayasaya aykırı icrai faaliyet, memorandum ve başkanlık emirleri”nin iptal edilmesi yer alıyor.Yine aynı başlık altında ABD’den iki milyonu aşkın yasa dışı sabıkalı göçmenin gönderilmeye başlanması ve bu kişileri geri almayan yabancı ülke vatandaşlarına vize verilmemesi maddesi bulunuyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump ile görüştü ‘Trump siyaseti tamamen değiştirdi’ Obama’dan seçim sonrası ilk açıklama Duran’dan Trump yorumu: Washington eliti için tam bir deprem

Medya çark etti

ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, 2016 başkanlık seçimlerini rakibi Hillary Clinton’a karşı ezici bir üstünllük sağlayarak kazandı. Demokrat Parti adayı Hillary Clinton’ı seçim süresince destekleyen ABD ve İngiliz medyası Trump’ın zaferi sonrasında tavır değiştirdi. ABD ve İngiliz basını, ABD’deki başkanlık seçimlerinde Clinton’a olan desteğini gizlememiş ve Clinton’ın avantajlı olduğunu savunmuştu. Ancak medyanın bu tavrının ve Clinton’ın seçimi önde götürdüğüne dair sonuçları içeren anketler yayınlamasının, Donald Trump’ın seçimi kazanmasıyla algı operasyonundan ibaret olduğu ortaya çıktı. Trump, seçim kampanyası süresince medyanın kendisine çok büyük bir şekilde savaş açtığını söylemiş ve medyayı Clinton’cı olmakla suçlamıştı. Gazete operasyonları tutmadıABD’nin önemli gazetelerinden The New York Times seçim öncesi “NY Times’tan bir ilk: Başkanlık için Clinton” başlığıyla bir yazı kaleme alarak demokrat adaya açık destek vermişti. Clinton’ı destekleyen bir yayın çizgisi sürdüren New York Times, Trump’ın galip gelmesini “Trump zafer kazandı” şeklinde duyurdu.ABD’li USA Today, 34 yıllık yayın tarihinde bir ilke imza atarak doğrudan başkanlık yarışına müdahil olduklarını ve Trump’a karşı tavır aldıklarını duyurmuştu. Gazete, Trump’ın zaferini “Trump ABD’nin 45. Başkanı seçilerek tüm dünyayı şok etti “ başlığıyla verdi. Trump dalgasıSeçimlerden bir gün önce “Clinton avantajlı” başlığını atan İngiliz Times gazetesi, “Trump dalgası” başlığını attı. Independent gazetesi, “Başkan Trump?” manşetiyle haberi servis ederek, Cumhuriyetçilerin önemli üstünlük kazandığını kaydetti. İngiliz Daily News gazetesinin manşetinde ise, her şeyin bittiğini belirten bir ABD görseli kullanıldı. ABD bayrağı yere indirilmiş, zeminde Beyaz Saray görseli üzerine “Korku evi” başlığı atıldı. Şoke edici zaferAvrupa basını, Trump’ın ABD’nin 45. başkanı seçilmesine geniş yer verdi. Avrupa gazeteleri, Trump’ın seçilmesinin tahmin edilemediği ve “Clinton’a karşı kazanılmış şoke edici bir zafer olduğu” yorumlarına yer verdi. Alman “Frankfurter Allgemeine Zeitung” gazetesi, “düşünülemeyecek bir şeyin gerçekleştiği” yorumunu yaptı. “Süddeutsche Zeitung” gazetesi ise “Trump’ın zaferi, ABD ve dünya için bir dönüm noktası” başlığını kullandı.’Bay Brexit’İngiliz yayın kurumu BBC “Camilerin gözetim altına alınması”, “ABD’de işkencenin tekrar uygulanmaya başlanması” gibi Trump’ın inandığı 30 politikanın sıralandığı bir yazı yayımladı. Sky News ise “Bay Brexit” olarak tanımladığı Trump’ın seçilmesinin, İngiltere Başbakanı Theresa May’in Brexit planlarında değişikliğe neden olabileceği yorumlarına yer verdi. İmkansızı başardıMacaristan’daki günlük siyasi gazetelerinden Magyar Nemzet internet sayfasından yayınladığı haberde, Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın, neredeyse imkansızı başararak büyük bir zafer kazandığını belirtti. Danimarka’daki Politiken gazetesi, Trump’ın seçimi kazanmasını “Sansasyon: Donald Trump ABD’nin yeni başkanı” başlığıyla duyurdu. Avusturya devlet televizyonu ORF, “ABD’nin yeni başkanı Donald Trump” başlığını kullandı.

Trump’ın gelişiyle enerji denklemleri değişecek

Donald Trump’ın ABD seçimlerinden zaferle ayrılmasının hem ABD’de hem de tüm dünyada yankıları sürerken seçim sonuçlarının Türkiye’yi ve bölgeyi nasıl etkileyeceği konusu da en çok merak edilenler arasında yer alıyor. Trump’ın başkanlığı bölge için yeni bir şans diyen Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, “Yeni dönemde Türkiye bölgedeki enerji koridorunda çok daha aktif olabilir” ifadesini kullandı.Prof. Dr. Kumbaroğlu, ABD’nin 45. başkanı olan Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’a seçim öncesinde özellikle ABD medyası ve kamuoyunun genelinde neredeyse hiç şans tanınmadığını vurguladı. Yakın zaman önce tüm dünyanın BREXİT oylamasında da ters köşe olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Şimdi de ABD Başkanlık seçimlerinde kimsenin beklemediği bir sonuçla karşı karşıyayız. ABD’de başkan değişiminin tüm dünyaya yansımaları olacağı herkesin malumu. Şimdi Trump’ın sözleri ile icraatlarının ne kadar örtüşeceğini görme vakti” dedi.”Ortadoğu’da diyalog dönemi başlayabilir”ABD’nin, Ortadoğu’yu adeta ateşin içine atan politikalarında 11 Eylül 2001’de İkiz Kulelere yapılan ve tüm dünyada 9/11 olarak bilinen saldırının olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Kumbaroğlu, şöyle devam etti:“Trump, ABD dış politikasında köklü değişiklikler öngörüyor. ABD’nin Rusya ile daha sıcak ilişki kurması gerektiğini savunuyor ve Irak savaşının bir hata olduğunu dile getiriyor. ABD’nin AB ile olan anlaşmalarına dikkati çekip, NATO’daki harcamaları ve ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığını sorguluyor. Yeni Başkan Trump’ın bu düşünceleri ile Türkiye’nin son dönemde Rusya ile yakınlaşması, AB ile olan anlaşmaları sorgulaması ve Ortadoğu’da askeri varlığa ilişkin görüşleri aslında örtüşüyor.”Enerji de Türkiye’nin önüne açar”Ortadoğu özelinde Türkiye ve çevresinde yaşanan hemen her olayın temelinde enerji var. ABD, Trump döneminde buralarda daha yumuşak bir politika izleyebilir. Trump’ın ilk açıklamalarından uzlaşmacı bir politika vurgusu vardı. ABD, bölgede Türkiye ve Rusya ile uzlaşarak ilerlerse herkesin kazanacağı bir dönem söz konusu olabilir. Özellikle Suriye ve Irak’ta yaşanan düğümün çözülmesinde en çok karlı çıkacak ülke şüphesiz Türkiye olacaktır. Daha önce de bir çok kez bölgedeki enerji denkleminde her yolun Türkiye’ye çıktığını vurgulamıştım. Son dönemlerde ABD ile Türkiye’nin Suriye-Irak politikalarında birbirine ters düştüğü herkesin malumu. Trump başkanlığında Türkiye-ABD ve Rusya üçlüsünün diyaloğunun artması muhtemel. Bu da ABD seçimlerinin bölgedeki kazananın Türkiye olacağına işaret eder, çünkü istikrar enerjinin önünü enerji de Türkiye’nin önüne açar.”⚡️ Trump’ın ABD yeni başkanı olduğu an başlayan ve gün boyunca süren heyecan dolu atmosfer Yeni Şafak An’da! https://t.co/DyDvbybgtS— Yeni Şafak (@yenisafak) 10 Kasım 2016 Trump’ın başdanışmanı: Gülen maskeli terörist

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ